20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8499 Karar No: 2017/3798
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8499 Esas 2017/3798 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/8499 E. , 2017/3798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 30/07/2012 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ......mahallesinde bulunan 241,35 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, satın alma ve eklemeli zilyedliğe dayalı 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 18/11/2013 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi işaretli 241,35 m² taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır. Yörede, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu vardır. Arazi kadastrosu 1967 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmaz hakkında, davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddesinde yazılı imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; gerek mahkemece yaptırılan 08/11/2013 tarihli keşif sonrası hazırlanan uzman bilirkişi raporları; gerekse Dairenin 22/02/2016 sayılı geri çevirme kararı üzerine hazırlattırılan 06/06/2016 tarihli ek rapor içeriğinden, çekişmeli taşınmazın 1982, 1987 ve 1993 tarihli hava fotoğrafları ile 1994 tarihli memleket haritasında kullanılmayan boş alan olarak görüldüğü, üzerindeki en yaşlı ağacın dava tarihi itibarıyla 18-19 yaşında olduğu, 2010 yılında imar planı kapsamına alınarak "ağaçlandırılacak alan " olarak belirlendiği, eğiminin % 10-12 civarında olduğu, üzerindeki kullanımın en erken 1995 yılında başladığı kabul edildiğinde bile imar planı kapsamına alındığı 2010 yılına kadar zilyedlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/05/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.