21. Hukuk Dairesi 2016/3264 E. , 2016/15220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 116.762,73TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan ....Ltd.Şti. vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/11/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ....Ltd.Şti. vekili Avukat İlyas Kadıoğlu geldi. Karşı taraf ile diğer davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan gün de Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalılar arasında kusur durumunun ileride açılması mümkün rücu davasında değerlendirilebileceğinden neticesi itibariyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 19.12.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Bir olayın iş kazası olabilmesi için ön koşul, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdi olmasıdır. 506 sayılı Kanun"un 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı belirtilmiştir. Anılan Kanun kapsamında sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, sözleşmede öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait iş yerinde veya iş yerinden sayılan yerlerde
görülmesi, kanunda açıkça belirtilen sigortalı sayılmayacak kişilerden olunmamasıdır. 4857 sayılı İş Kanununun 8. maddesinde “iş sözleşmesi” tanımına yer verilmiş ise de, her iki kanunun amacı, ortaya koyduğu ilkeler ve dayandığı hukuksal normlar farklılık gösterdiğinden, bu tanımın 506 sayılı Kanun yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Pozitif hukukumuzda hizmet akdi Borçlar Kanununun 393. maddesinde tanımlanmış olup, her ne kadar tanımda “ücret” unsuruna yer verilmiş ise de, 506 sayılı Kanunun sistematiği ve takip eden diğer maddelerin düzenleniş şekli, anılan unsurun sigortalı niteliğini kazanabilmek için zorunlu olmadığını ortaya koymaktadır. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre, hizmet akdinin ayırıcı ve belirleyici özelliği, “zaman” ve “bağımlılık” unsurlarıdır. Zaman unsuru, çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmasını kapsamaktadır ve anılan sürede buyruk ve denetim altında (bağımlılık) edim yerine getirilmektedir. Bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Hizmet akdi, çoğu kez Borçlar Kanununun 470. maddesinde tanımlanan istisna akdi (eser sözleşmesi) ile karıştırılabilmekte, ikisinin ayırt edilebilmesi bazı durumlarda güçleşmektedir. Çalışan, iş gücünü belirli veya belirsiz bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir. Hizmet akdinde ise çalışan, emeğini iş sahibinin emrine hazır bulundurmaktadır ve ücret, faaliyetin meydana gelmesinin sonucu için değil, bizzat yapılan faaliyetin karşılığı olarak ödenmektedir.
Öte yandan, davanın yasal dayanağını belirgin olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 11/A maddesi oluşturmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası a)sigortalının işyerinde bulunduğu sırada b)işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla c)sigortalının, işveren tarafından görev ile başka yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıya hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için 1)sigorta olayına maruz kalan kişinin 506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi anlamında sigortalı olması 2) Sigorta olayının, maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Dava konusu olayda; Davalı ... Nakliyat ...Ltd. Şti"nin narenciye paketleme fabrikasının dış cephe kaplama işini ... Ltd Şirketleri ortaklığına verdiği, bu ortaklığın da işi davalı ..."a verdiği, davacıların murisi sigortalı Fethi Turan"ın ..."ın işçisi olarak çalışırken cephe kaplama işinde kullanılacak lama demirini elektirik teline temas ettirmesi neticesinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; davalı ... Nakliyat Şirketinin kendisine ait bina kaplama işini için ücreti mukabilinde davalı adi ortaklığa tevdi ettiği, böylelikle Kazalı ile davalı ... Şirketi arasında günün belirlenen bir saatinde iş başı yapılıp belirlenen zamanda işin bırakılacağı bu mesai karşılığında günlük ücret ödeneceği yönünde bir anlaşma olmaması, belirli bir süre çalışmanın değil, bir sonucun meydana getirilerek, bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimin amaçlanmış olması, hizmet akdinin yukarıda tanımlanan ayırt edici ve belirleyici özelliklerinin somut iş görme ilişkisinde bulunmaması karşısında, kazalı ile davalılardan Kalyoncu şirketi arasındaki hukuki ilişkinin hizmet akdi veya alt işveren – üst işveren ilişkisi değil, istisna akdi niteliğinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu açıklamalar kaşısında, mahkemece bilirkişi heyetinden alınan 30.10.2011 ve 24.04.2012 tarihli raporlarda belirtildiği şekilde davalı ... Nakliyat şirketine kusur isnadı yerinde değildir.
Yapılacak iş davalı ... Nakliyat şirketinin istisna aktiyle anahtar teslim olarak işi yükleniciye vermiş olması nedeniyle, tazminattan sorumlu tutulmayarak bu davalı yönünden davanın reddine karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle yerel mahkeme kararının BOZULMASI gerektiğinden çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.
Muhalif Üye
...