Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/6269 Esas 2019/11401 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6269
Karar No: 2019/11401
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/6269 Esas 2019/11401 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/6269 E.  ,  2019/11401 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücu davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ..."ın 26/01/2012 tarihinde kiralamış olduğu müvekkile kasko poliçesi ile sigortalı ... plakalı araçla yola çıktığını, ..."ın araçla Ankara"daki buluşma yerine gelmemesi üzerine aracın çalındığının ortaya çıktığını, sigortalı tarafından kolluk kuvvetlerine başvurulduğunu, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın çalınması üzerine 23/08/2012 tarihinde sigortalıya 96.000,00 TL hasar ödemesi yapılmak zorunda kalındığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 96.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davanın reddini savunmuştur.
    Dava; Ankara 15. Asliye Ticaret Mahkemesi, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilmiş ve dairemiz 12/01/2015 tarih ve 2014/24023 esas, 2015/106 karar sayılı ilamı ile Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın taraflar arasında ki ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilecek olmasına göre bu tür davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25.maddesinde aynen; “Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtay’a başvurulur.
    İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca belirlenir.
    Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca verilen merci tayini kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” denmektedir.
    Merci tayini kararları kesin olup, aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemez. Bu karar davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlar. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 10.6.1942 gün ve 1942/26-16 sayılı ilamı)
    O halde; mahkemece uyulması gereken dairemiz 2014/24023 esas, 2015/106 karar sayılı ilamı gereğince işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.