Taraflar arasındaki “kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 04.12.2008 gün ve E:2005/309, K:2008/348 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nin 23.06.2010 gün ve 3141-7670 sayılı ilamı ile;
(...Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istem reddedilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.
Davalının çeşitli yerlere verdiği şikayet dilekçelerinde yer alan bilgi ve anlatımların gerçeğe aykırı olup kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirten davacı, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı ise, hakkında yürütülen ceza yargılamaları sonucunda beraet ettiğini, anlatımlarında davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak bir yön bulunmadığını ileri sürerek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacının Pendik Cumhuriyet Başsavcısı olarak yürüttüğü bir soruşturma ile başlayan olaylar zincirinde, davacının görevini yerine getirdiği sırada, karşılıklı olarak birbirleri hakkında şikayette bulundukları, bunlardan dolayı açılmış bulunan bir idari davada verilen kararın Danıştay 5. Dairesince davalı yararına bozulduğu gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, Danıştay 5.Dairesince verilen bozma kararının olayla ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalının şikayet dilekçelerindeki, davacının kendi eşi ve katibi Belma Avcı ile ilişki içerisinde olduğu iddiaları davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalının eyleminin hukuka uygun olmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu sonucuna varılarak, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Kadıköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/134 E., 2007/21 K. sayılı dosyasında, davalı tarafından davacı aleyhine açılan manevi tazminat davası olup, davacı da karşı dava ile manevi tazminat talebinde bulunduğu, 06.02.2007 gününde verilen ve tarafların karşılıklı kusurunun varlığı kabul edilerek verilen red kararının Yargıtay 4.Hukuk Dairesi"nin 08.05.2008 tarih ve 2007/5716 E., 2008/6583 K. sayılı ilamı ile onandığı, yapılan tashihi karar neticesinde de yine aynı dairenin 23.10.2008 tarih ve 2008/10661 E., 12517 K. sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, böylece davacının Pendik C. Başsavcısı iken yaptığı soruşturma ile başlayan olaylar zincirinde davacının görevini yerine getirdiği sırada karşılıklı olarak birbirleri hakkında şikayette bulundukları anlaşıldığından davacının manevi tazminat istemeye hakkının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılan nedenlerle, bozulmuştur.
Yerel mahkemece; “Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın dayandığı maddi vaka ile bu dosyadaki maddi vakanın aynı olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş mahkeme kararı ile taraflara karşılıklı kusur yükletildiği ve bu sebeple manevi tazminat taktir edilmediği” gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir. Direnme hükmü, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık: davalının manevi tazminatla sorumlu tutulması gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Kadıköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 6.2.2007 tarih ve E:2006/134, K:2007/21 sayılı kararında; bu davanın davacısının açtığı karşı dava yönünden “Aynı olaylardan dolayı manevi tazminat istenemez. Kaldı ki hakkında az da olsa emare olduğuna göre manevi tazminat talep etmeye hakkı yoktur.” şeklinde bir gerekçe kullanılmış olması ve bu kararın kesinleşmiş bulunması karşısında yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı Ahmet Tayfun Balyemez vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 1086 sayılı HUMK"nun 440/1.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.