22. Hukuk Dairesi 2019/6018 E. , 2020/914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl işvereni olan davalı şirketin elektrik kesme bağlama işini her sene ihale ederek alt işveren şirketlere verdiğini, davacının 21.09.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, 29.02.2012 tarihinde işine haksız bir şekilde son verildiğini, bunun üzerine işe iade davası açtığını, ... 3.İş Mahkemesinin 2012/157 esas 2012/198 karar sayılı dosyası ile işe iade kararı verdiğini, kararının Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, davacının süresi içerisinde müracaat edilmesine rağmen işe başlatılmadığını, çalışma süresinin 4 aylık boşta geçen süre kadar uzatılması gerektiğini, müvekkilinin çalışma süresinin 21.09.2009 tarihinden 29.02.2012 tarihine kadar 2 yıl 5 ay 8 gün olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı , hafta tatili ücreti alacağı, genel tatil ücreti alacağı ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkil şirket nezdinde bir alacağının bulunmadığını, müvekkil kurumun kesme bağlama işini ihale ile başka bir şirkete verdiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanmış bir hizmet akdinin bulunmadığını, müvekkili kurumun bu davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, asıl işveren sayılamayacağını, davacının işe alınmasında veya işten çıkarılmasında müvekkil şirketin bir rolünün olmadığını, davacının çeşitli şirketlerde çalıştığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulü hakkındaki ilk karar Dairemizin 26.06.2018 tarih 2017/13987 esas 2018/15781 karar sayılı ilamı ile "Davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işe başlatılmak için ortak girişimin her iki işverenine de usulüne uygun başvuruda bulunmadan işverenin işe başlatma yükümlülüğü söz konusu olmaz. İş sözleşmesinin feshi, işverenin işe başlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi sureti ile gerçekleşir. İş sözleşmesinin feshedilip edilmediği ortaya çıkmadan boşta geçen sürenin kıdeme esas süreye eklenmesi ve işe başlatılmama tarihindeki ücretin hesaplamaya esas alınması doğru olmayacağı"gerekçesiyle bozulmuş mahkemezce bozmaya uyularak yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının işe iade başvurusunu içeren ihtarnamesinin ortak girişime tebliğ edilemediği, işverenin işe başlatma yükümlülüğünün başlamadığı ve gerçekleşmiş fesih olmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle kıdem ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulü hakkında hüküm kurulmuştur.
Temyiz Başvurusu:
Karar taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, mahkemece, davacının işe iade kararının kesinleşmesinden sonra “işe başlatma” konusundaki işverenlerine gönderdiği ihtarnamenin tebliğ edilemediği gerekçesiyle, gerçekleşmiş bir fesih bulunmadığına karar verilmiştir. Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ... 3. İş Mahkemesi’nin 2012/157 esas 2012/1198 karar sayılı kararı ile davacı hakkındaki 29.02.2012 tarihli fesih işleminin geçersiz olduğuna ve usulüne uygun başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, 4 aylık ücreti tutarınca işe başlatmama tazminatı ile yine 4 ay üzerinden hesaplanacak ilave süre ücretinden davalı asıl işveren ve dava dşı alt işverenlerin sorumlu olduğuna karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine davacı tarafından işe başlatılması konusunda gönderilen ihtarname, davalı asıl işverene tebliğ edilmiş ancak dava dışı alt işveren şirketlere tebliğ edilememiştir. Davacının usulüne uygun şekilde işe başlama başvurusunda bulunmaması sebebiyle 29.02.2012 tarihli fesih geçerli hale gelmiştir. Bu durumda işveren, bu tarihteki süre ve ücret üzerinden işçilik alacaklarından sorumlu olacaktır. Mahkemece yapılması gereken iş, 29.02.2012 tarihli fesih beyanı esas alınmak suretiyle; bu tarihteki hizmet süresi ve ücreti üzerinden uyuşmazlık konusu kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alınmasıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde taleplerin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.