Davacı İ.. B.. vekili Avukat S.. A.. tarafından, davalılar Ş.. B.. ve diğeri aleyhine 31/10/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı M.. A.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dava, rücuen tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, karar, davalı M.. A.. tarafından temyiz olunmuştur. Davacı idare, davalıların hukuka aykırı eylemleri sonucu, 2330 sayılı N.. T.. ve A.. Y.. kapsamı içinde bulunan dava dışı polis memuruna ödemede bulunduğunu belirterek, yaptığı ödemenin davalılardan rücuen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, anılan yasa hükümleri uyarınca, davanın kabulü ile, dava dışı polis memuruna ödenen tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. T.. K.. 61 ve 62. maddelerinde düzenlenmiş bulunan müteselsil sorumluk kuralları, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açmaları veya aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yöneliktir. Eldeki davada, zarar görene ödenen tazminat, zarar verenlerden rücu yoluyla istendiğine göre zarar gören ile zarar verenler arasında teselsülden söz edilemez. Şu halde, zarar verenler hüküm altına alınan tazminattan olaydaki kusurları oranında sorumlu tutulmaları gerekirken, müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru olmamıştır. Açıklanan husus gözetilmeden karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerektirmiştir. 2- Kabule göre de; dava konusu tazminat miktarının belirlendiği İ.. B.. E.. K.. 06/06/2012 günlü kararında, karar tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığının (ek gösterge dahil) yüz katı tutarının iş gücüne engel bulunan her gün için %1 oranında hesaplanarak ödeme yapıldığı görülmüştür. Oysa zarar haksız eylemin meydana geldiği tarihte gerçekleşmiştir. Davalının sorumluluğu da bu tarihte başladığından tazminatın, haksız eylem tarihindeki miktar esas alınarak belirlenmesi gerekir. Açıklanan husus gözetilmeden karar tarihindeki kıstaslara göre belirlenen tazminatın rücuen ödetilmesine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bu yönde bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1-2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.