11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3944 Karar No: 2018/6898 Karar Tarihi: 17.09.2018
Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3944 Esas 2018/6898 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/3944 E. , 2018/6898 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Asıl karar: mahkumiyet Ek karar: temyiz talebinin reddi
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 tarih ve 2006/6-123 Esas-2006/229 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, Anayasa"nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/2, 231/2, 232/6 ve 291/1-2. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği, sanık hakkındaki Ankara 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 04.06.2007 tarih ve 2007/17 Esas-2007/147 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin ilamda temyiz başvuru şeklinin açıkça gösterilmediği, “kararın okunup açıklanmasından ve tebliğinden itibaren“ şeklinde yanıltıcı ifadelere yer verildiği cihetle, sanığın sorgusunda bildirdiği adresinde kayınbiraderine 18.06.2007 tarihinde yapılan tebligatın sanık yönünden temiz süresini başlatmayacağı, sanığın 29.06.2007 tarihli temyiz dilekçesi ile öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu, mahkemenin sanığın temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 25.07.2007 tarihli ek kararının da yok hükmünde olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
12.03.2001 olan suç tarihinden itibaren, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri uyarınca; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, “12.03.2013“ tarihinde, asli zamanaşımını kesen 04.06.2007 tarihli mahkumiyet hükmünden sonra 8 yıllık asli zamanaşımının “04.06.2015“ tarihinde dolmasından önce gerçekleştiğinden, asli zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilmesine ilişen tebliğname düşüncesine iştirak edilmemiştir. Bozma üzerine yapılan yargılamada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri uyarınca; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, “12.03.2001 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar“ gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 17.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.