17. Hukuk Dairesi 2017/2898 E. , 2019/11390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalılardan ... hakkında İzmir 4. İcra Müdürlüğü 2008/6333 E sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayanan takip yapıldığı, takibin kesinleştiği, İzmir ili Konak 5. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü Ahmetağa Mahallesi 238 ada 26 parselde kayıtlı konusu taşınmaz davalı davalı ... adına kayıtlı iken 15.06.2006 tarihinde borçlu tarafından 18.500 YTL bedelle davalı ...’ye, 18.09.2006 tarihinde ... tarafından aynı bedelle ..."a, 08.02.2008 tarihinde de ... tarafından 20.000 YTL"ye ..."e satışının yapıldığı, yapılan işlemin İİK 280 maddesi gereğince iptale tabii olduğu, taşınmazların el değiştirdiği tarih aralıklarına ve satış bedellerine bakıldığında satışların muvazaalı olduğunun anlaşıldığını belirterek, Davalılar arasında yapılmış olan ve temlik alacaklısı müvekkilinden mal kaçırma gayesi bulunan taşınmazın davalılar arasındaki satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, İzmir İli, Konak 4. Bölge Bozyaka Mahallesi 3739 ada, 297 parsel 5 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın; davalı ... adına kayıtlı iken 15/06/2006 tarihinden 18.500,00 YTL bedel ile ..."ye,... tarafından 18/09/2006 tarihinde aynı bedel ile ..."a, ... tarafından 08/02/2008 tarihinde 20.000,00 YTL bedel ile ..."e Satışına ilişkin tasarrufların iptaline, davacıya taşınmaz üzerinde İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2008/6333 sayılı icra dosyasına ilişkin cebri icra yapma yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu davalarda amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
İİK."nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporları ve ek raporlarından taşınmazların el değiştirdiği tarih aralıkları ve satış bedellerinin rayiç bedelinden düşük olduğunun belirlendiği ve muvazaanın olduğunun kabulünün gerektiği, böylelikle taşınmazın gerçek değerinin satıldığı fiyatların çok daha üzerinde olduğunun anlaşıldığı, bedeller arasındaki aşırı farkın muvazaayı kanıtlayacağı ve tasarrufların mutlak surette iptale tabi olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 15/06/2006 tarihinde 18.500,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından taşınmaz için 33.000,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Bu haliyle taşınmazın tapudaki devir bedeli ile gerçek değeri arasında mislini aşan bedel farkı oluşmamıştır. Bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile tapuda gösterilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle; diğer iptal sebeplerinin tartışılmaması yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından; davalı borçlu ... ile davalı ...’nin Alakeçili köyü/İzmir doğumlu oldukları ve davalı 3. kişi ...’nin cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bulunduğu sitede oturduğunu ve satışa çıkarılınca da satın aldığını beyan ettiği anlaşıldığından dosyadaki maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu tasarrufun öncelikle davalı borçlu ... ve davalı 3.kişi ... yönünden İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
2-Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Dosya içeriğinden, dayanılan delillerden 4. kişi konumunda bulunan davalı ...’ın; borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı hususunda mahkemece bir gerekçe yazılmamıştır. 4.kişi konumunda bulunan davalı ...’ın kötüniyetli olduğunun ispat edilmesi halinde mahkemece aleyhine tasarrufun iptaline, karar verilir. Ancak; davalı 4.kişi ... yönünden bedel farkı ve kısa aralıklarla taşınmazın devri tasarrufun iptali için gerekçe olamaz. Buna göre davanın davalı ... açısından hangi gerekçe ile kabul edildiğinin karar yerinde tartışılmaması da doğru değildir.
3-Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.