10. Hukuk Dairesi 2018/2815 E. , 2019/8699 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “Davanın kısmen kabulüne, davacının 01.09.2000-30.11.2012 tarihleri arasında asgari ücretle 1792 gün çalıştığı, çalıştığı bu sürenin kuruma bildirilmediğinin tespitine, 2014 Ekim-06.01.2015 dönemi itibariyle hizmet tespit talebinin reddine,” dair verilen karara karşı, taraflar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılara ait ev işyerinde hizmet akti ile 2000 yılı Eylül ayında haftada 5 gün ev hizmetlerinde çalışmaya başladığını,yaz aylarında davalı..."deki yazlığına gittiğinden çalışmadığını, 2005-2008 yılları arasında ayda 12 gün, 2008 yılından sonra haftada 4 gün çalıştığını, 2012 yılında perde takarken düşüp bel fıtığı ameliyatı olduğunu, 2014 Ekim ayında yeniden haftada 5 gün çalışmaya başladığını, 06.01.2015 tarihinde sigorta bildiriminin yapıldığını, 9.6.2015 de işten çıkarıldığını beyanla bildirillmeyen hizmet süresinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde 09.01.2015 tarihinden önceki taleplerin hak düşürücü süreye uğradığını, bu tarihten önce taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının 2015 yılı öncesi 15-20 günde bir temizliğe geldiğini ve bu çalışmasının da günlük yevmiye usulüyle gerçekleştiğini, daha sonra sürekli olarak işe aldığını, asgari ücretle çalıştığını, bu çalışmanın 09.01.2015 tarihinden itibaren haftada 5 gün 09:00-17:00 saatleri arasında gerçekleştiğini, yılın 6 ayının yazlıkta geçtiğini, 09.01.2015 tarihinden önce davacıyla müvekkili arasında süreklilik arz eden hizmet sözleşmesinin bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Fer"i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde; bildirimde bulunulmayan çalışmaların tespiti bakımından hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiğini, davalıya ait işyerinin kurumda 1537067.35 sicil numarada kayıtlı olduğunu, 01.09.2015 tarihinde Yasa kapsamına alınmış olup halen faal olduğunu, davacı hakkında bu işyerinden 2015/1,2,3,4,5,6. aylara ait yapılan bildirim dışında başkaca bir bildirim bulunmadığını, davacının iddiasının ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
“Hizmet tespit talebinin kısmen kabulüne, 19417451732 TC ve 18300095 SS no" lu davacı ..."nin davalı ..."a ait 1537067.35 sicil sayılı ev hizmetleri mahiyetindeki işyerinde,
a)01.09.2000-30.11.2012 tarihheri arasında asgari ücretle 1792 gün çalıştığı, çalıştığı bu sürenin kuruma bildirilmediğinin TESPİTİNE,
b)2014 Ekim-06.01.2015 dönemi itibariyle hizmet tespit talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF:
Davacı, davalı işveren ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından anılan karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B- BAM KARARI
Karşıyaka 2. İş Mahkemesi"nin 03.03.2017 tarih, 2015/311 Esas ve 2017/98 Karar sayılı kararına yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... ve feri müdahil SGK vekili temyiz dilekçesinde, davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği, ayrıca davacının davasını ispatlayamadığı, çalıştığı süre kadar bildirim yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kararın bozulması gerektiği savunmuştur.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut davada; davacı, davalılara ait ev işyerinde hizmet akti ile Eylül/2000- 9.6.2015 arasında çalıştığını beyanla bildirilmeyen günlerin tespitine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece kısmen kabul kararı verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Bu nedenle yukarıda belirtien ilkeler doğrultusunda, davacının davalıya ait evde hangi işleri yaptığı, hergün çalışıp çalışmadığı,evin komşularının kimler olduğu, eve, temel ihtiyaç malzemeleri getiren kimselerin olup olmadığı varsa bunların isimlerinin ne olduğu evde kimlerin ikamet ettiği, başka çalışan olup olmadığı, davacının çalışmasına uzun süre ara verip vermediği, davacının bakıma muhtaç ya da küçük çocuğu bulunup bulunmadığı, davalının evi dışında başka yerlere temizliğe gidip gitmediği, davacıdan sorulmalı,davalının komşuları ile yakın işyerleri sahipleri tespit edilerek dinlenmeli, davacının davalının kızının boşanma davasında verdiği evine de temizliğe gittiğine dair beyanı da değerlendirilerek sonucuna göre karar velmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalı ve feri müdahil SGK vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.