17. Hukuk Dairesi 2017/4307 E. , 2019/11389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı (borçlu) ... hakkında Bursa 13. İcra Müdürlüğü"nün 2014/11761 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı (borçlu) ..."ın kendisine ait ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3166 ada, 63 parsel numaralı taşınmazı, 18/07/2014 tarihinde, 41.650,00 TL bedelle davalı ..."e devrettiğini öğrenildiğini, yapılan tasarrufun muvazaalı olduğunu, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla yapıldığını iddia ederek, İ.İ.K."nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline, taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkili ile davalı ..."in yakın akraba ya da arkadaş olmadıklarını, ticari ilişkileri olan ve tacir sıfatını haiz kişiler olduğunu, kontör alım-satımından kaynaklanan borcu nedeniyle taşınmazın devredildiğini, yapılan satışın gerçek bir satış olduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkili ile diğer davalı arasında herhangi bir arkadaşlık ve yakınlık olmadığını, müvekkiline ait şirket olan Not Oto Girişim Temizlik Limited Şirketi ile diğer davalı ..."a ait şahıs şirketi yani esnaf dükkanına kontör satmak suretiyle ticari bir ilişkileri olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların cevap dilekçesi ekinde sundukları protokol ve senet fotokopilerinin davalıların aralarındaki ticari ilişkiyi kanıtlar nitelik olup, davacı tarafından icra takibine girişilmesinden çok öncesinde davalılar arasında ticari ilişkinin var olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,HMK."nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabul, kısmen reddine davalılar lehine dava değeri üzerinden tek nisbi vekalet ücreti verilmesi yönünden düzeltilerek yeniden hüküm tesisine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, mahkemece davacı tarafından icra takibine girişilmesinden çok öncesinde davalılar arasında ticari ilişkinin var olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Somut olayda;davalılar yargılama sırasında sundukları cevap dilekçeleri ile; tacir olduklarını ve ticari ilişki içerisinde olduklarını, buna binaen ticari iş anlamında kontör alım satım işi yapmaya başladıklarını ve dava konusu taşınmazın öncelikle teminat olarak verildiği ve karşılığında kontör alındığını, daha sonrasında senet vermek suretiyle veya nakitle çalışarak bir süre boyunca karşılıklı ticaret yaptıklarını beyan etmektedirler. Kaldı ki; davalılar arasında ortaklık ve ticari ilişki bulunduğu mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda; dava konusu tasarruftan önce ve sonra davalılar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı dolayısıyla davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığı, dava konusu tasarrufun İİK 280/1 kapsamında iptale tabi olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair karar hatalı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK 373/1. maddesi gereğince istinaf mahkemesinin davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.