11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/299 Karar No: 2018/6891 Karar Tarihi: 17.09.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/299 Esas 2018/6891 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Gürcistan'a ait sahte sürücü belgesi temin ettiği ve kendi adına sahte sürücü belgesi kullandığı iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Ancak mahkemenin yeterli inceleme yapmadığı ve hukuki konuları gözden kaçırdığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı TCK'nın \"Kamu güvenine karşı suçlar\" bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsılması nedeniyle suç sayılan \"resmi belgede sahtecilik\" suçlarına atıfta bulunulmuştur. Ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile ilgili uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
11. Ceza Dairesi 2016/299 E. , 2018/6891 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1-)Sanık ...’in suça konu Gürcistan’a ait sürücü belgesini ülkemiz sürücü belgesi ile tebdil ettirmek amacıyla Bozdoğan İlçe Emniyet Müdürlüğüne başvurması üzerine yapılan yazışma sonucu, söz konusu sürücü belgesinin sahte olduğunun anlaşılması üzerine başlatılan soruşturmada, sanık ...’nin, Sanık ...’e ve başka 3 kişiye benzer şekilde Gürcistan’a ait sahte sürücü belgesi temin ettiğinin ve kendi adına sahte sürücü belgesi kullandığının iddia ve kabul olunduğu somut olayda; öncelikle İlçe Emniyet Müdürlüğünce yaptırılan doğruluk teyidinin emniyet tarafından mutad araştırma yükümlülüğü olup olmadığının araştırılması, mutad olduğunun tespiti halinde yapılan araştırma sonunda belgenin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle hukuki sonuç doğurmayacağından atılı suçun unsurları itibariyle oluşmayacağının gözetilmesi, mutad araştırma yükümlülüğü olmadığının tespiti halinde ise; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcı niteliğin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin mahkemeye ait olduğu cihetle; öncelikle Gürcistan’a ait sürücü belgesinin orijinal örnekleri temin edilerek söz konusu belgelerin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığı konusunda mahkeme tarafından belgeler üzerinde karşılaştırmalı olarak gözlem yapılıp özelliklerinin duruşma zaptına geçirilmesi, belgelerin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının gerekçeli kararda tartışılması ve bunların sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulmuş olması,
2-)Kabule göre de; a-)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği gözetilerek, suç tarihleri yani sanık ...’nin suça konu belgeleri hangi tarihte diğer sanıklara verdiği tespit edilerek, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun karar yerinde tartışılmamış olması, b-)Adli emanette kayıtlı suça konu belgelerin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi, c-)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.