11. Hukuk Dairesi 2015/13596 E. , 2017/1282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/05/2015 tarih ve 2014/288-2015/183 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun zamandan buyana markasal olarak kullandığı ve ayırt edicilik kazandırdığı "..." ibareli 9, 35, 38, 41 ve 42. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/... kod numaralı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından ayırt edici olmaması, vasıf bildirici olması ve ticaret alanında herkesin kullanımına açık adlandırma olduğundan 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin a ve c bendi hükümleri uyarınca reddedildiğini; ret kararının kaldırılması istemiyle yapılan itirazın nihai olarak YİDK"nın 2014/M-7199 sayılı kararıyla reddedildiğini, başvuru konusu işaretin ayırt ediciliğinin bulunduğunu, marka olabilme vasfının olduğunu, ticaret sırasında herkesin kullanımına açık bulunmadığını, benzer ibareleri içeren marka tescilleri bulunduğunu, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, başvuru kapsamında yer alan 9, 35, 38, 41 ve 42.sınıf mal ve hizmetler için "..." ibaresinin sunulan ürün ve hizmetlerin emsallerine göre şaşırtıcı derecede hızlı ya da yüksek performanslı internetle sunulduğu yönünde bir algı yaratacağı; ibarenin bir bütün olarak ayırt ediciliği olmayan, vasıf bildirici ve ticaret hayatında herkesin kullanımına açık bir ibare olduğu, ortalama düzeydeki tüketici kitlesinin doğrudan doğruya bu işareti gördüğünde, başvuru konusu olan ürün ve hizmetlerin açıklanan biçimde bir vasfı olarak algılayacağı, başvuru konusu işaretin somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun bulunduğu, tek bir firmanın tekeline verilmesinin aynı sektörde ticaret yapan diğer firmalar için rekabeti haksız biçimde sınırlandıracağı, işaretin kullanımla ayırt edicilik kazandığına ilişkin bir kanıt bulunmadığı, davacının ... ibareli birçok marka tescil başvurusunun kabul edilmiş olmasının davacıya işbu başvurunun tescili hakkı vermeyeceği, seri marka uygulamasının 556 sayılı KHK m.7/b hariç mutlak ret nedenlerine dayalı başvurunun reddi halinde değil, ancak nispi ret nedenlerine dayalı ret kararlarında uygulanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.