5. Ceza Dairesi 2021/8140 E. , 2021/6609 K.
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Katılan Hazine vekilinin vaki temyiz talebinden vazgeçtiği ve vazgeçmeye dair ""OLUR""un da usulüne uygun olduğu gözetilerek incelemenin müdafin ve O yer Cumhuriyet savcısının sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik lehe temyiz talepleri ile SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1-Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5320 sayılı Kanun"a 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 2. madde gereğince sanık hakkında hakaret suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının, O yer Cumhuriyet savcısının temyizinin lehe olmasına ve aleyhe temyiz bulunmamasına nazaran, miktar itibarıyla kesin nitelikte olup anılan suçtan verilen hükmün temyizi kabil olmadığından sanık müdafi ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,
2-Tefecilik ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın, şikayetçi ..."e faiz karşılığı para verdiği, katılan ..."a da vadeli hayvan satışı yaparak karşılığında faiz talep ettiği, aralarında birden
fazla kez faiz karşılığı hayvan alışverişi olduğu, sanığın asıl kastının faiz karşılığı sattığı büyükbaş hayvanları değerinin üstünde fiyata satmak suretiyle tefecilik yapmak olduğu kabul edilerek tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; TCK"nin 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin gerektiği ancak sanık savunmaları, şikayetçi, katılan ve tanık beyanları nazara alındığında, sanığın, katılan ve şikayetçiye vadeli hayvan sattığı, aralarındaki alacak-borç ilişkisinin hayvan alım-satımından kaynaklandığı, dava konusu somut olayda ödünç para verme unsurunun bulunmadığı ve sanığa yüklenen tefecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, atılı suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında değişik zamanlarda farklı kişilere karşı işlediği tefecilik eylemleri nedeniyle TCK"nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden, eylemlerinin ayrı suç oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
TCK"nin 241. maddesinde hapis ve adli para cezası birlikte öngörülmesine karşın sadece hapis cezası tayin olunmak suretiyle sanık hakkında eksik cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafi ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan tehdit suçu yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, tedbirin veriliş tarihi, hükmedilen ceza miktarı, adli kontrol altında geçen süre nazara alındığında orantılılık ilkesi gözetilerek ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık hakkındaki 20/11/2015 tarihli adli kontrol kararının KALDIRILMASINA, gereğinin ifası için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, karardan bir suretin istemde bulunana tebliğine 14/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.