Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 3.İcra Hukuk Mahkemesi"nce şikayetin kısmen kabulüne dair verilen 16.06.2010 gün ve 2010/124 E.-2010/572 K. sayılı kararın incelenmesinin karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi"nin 10.03.2011 gün ve 2010/22723 E.-2011/3177 K. sayılı ilamı ile;
(...5393 Sayılı Belediye Yasasının 15/son maddesine göre; belediye vergi ve resimleri ile belediyenin kamuya tahsis edilmiş ve akar olmayan taşınır ve taşınmaz malları haczolunamaz. Ayrıca, 277 Sayılı Kanunun 1.maddesine göre; 5237 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla belediyelere kamu hizmetini ifa etmesi için verilmekte olan paylar belediye vergi ve resmi hükmünde olup, bu paraların da haczi kabil değildir. Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde "fiilen" kullanılması gerekli olup kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Somut olayda mahkemece haciz konulan banka hesaplarındaki kayıtların ilgili bankadan getirtilerek, hesaplara yatırılan paraların nitelikleri de araştırılmak suretiyle haczedilemez nitelikte olanlar (İller Bankası payı, vergi, resim, harç gelirleri) yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yatırılan paraların kaynağı araştırılmadan ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan borçlu belediyeden alınan yazı cevabı ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Karşı taraf/alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, icra müdürlüğünün haciz işleminin şikayet kanun yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Şikayetçiler/borçlular vekili, karşı taraf/alacaklı tarafından müvekkillerinden Karaisalı Belediye Başkanlığı aleyhine başlatılan Adana 1.İcra Müdürlüğü’nün 2009/10310 esas sayılı takip dosyasında müvekkili Karaisalı Belediye Başkanlığı"nın diğer müvekkili Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdindeki vergi alacakları üzerine haciz konulduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesi uyarınca belediyeler tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri üzerine haciz konulmasının mümkün olmadığını belirterek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf/alacaklı vekili, müvekkilinin kamu hizmeti yürüten devlet kurumu olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunun 15/son maddesinde öngörülen düzenlemenin amacının, özel kişilerin borçlarından dolayı belediyelerin yapmış oldukları hizmetlerin aksamasını önlemek olduğunu, müvekkilinin de kamu kurumu olması nedeniyle yapılan haczin anılan maddedeki düzenleme amacına aykırılık oluşturmadığını, şikayetçi Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının ise davada taraf sıfatının bulunmadığını belirterek şikayetin reddini savunmuştur.
Mahkemece, 3986 sayılı Kanun"un 18..maddesi ile değişik 277 sayılı Kanun"un 1.maddesi hükümlerine göre, 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla belediyeye verilmekte olan payların, vergi ve resim hükmünde olduğu, bu payların 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre tahsili gereken borçlar dışında haczedilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu takip alacağının 6183 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesi ile Karaisalı Belediye Başkanlığı yönünden şikayetin kabulüne, diğer şikayetçi Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden ise şikayet isteminin husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm karşı taraf/alacaklı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı karşı taraf/alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; toplanan delillerin haciz konulan alacağın niteliğinin belirlenmesine elverişli olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, uyuşmazlığın çözümüne etkili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.”
hükmü yer almaktadır.
Yine 579 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun"un 7/1. maddesinde “Bu Kanunda, il özel idareleri ve belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda bu idarelere verilmesi öngörülen paylar vergi hükmündedir.”
şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Bu maddelerin hükmüne göre, belediyelerin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği malları, şartlı bağışları ile vergi, resim ve harç gelirlerinin haczedilemeyeceği düzenlenmiş olup haczedilmezlik şikayetlerinde 5393 sayılı Kanun"un 15/son maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Somut olay değerlendirildiğinde; karşı taraf/alacaklı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü vekili tarafından borçlu Karaisalı Belediye Başkanlığı hakkında Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2009/10310 esas sayılı icra dosyasında ilamlı icra takibi başlatılmış, icra dosyasında davacı Karaisalı Belediye Başkanlığı"nın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczi için Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na İİK.nun 89/1. haciz ihbarnamesi gönderilmiştir. İhbarname üzerine Karaisalı Belediye Başkanlığı"nın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdindeki 11.037,44 TL eğlence vergisi alacağı üzerine haciz konulmuştur.
Mahkemece, üzerine haciz konulan alacak vergi alacağı olduğu ve bu alacağın haczedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile Karaisalı Belediye Başkanlığının şikayetinin kabulüne karar verilmiştir.
Haciz konulan alacağın eğlence vergisi alacağı olduğu dosya içerisindeki Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın 28.04.2010 tarihli cevabından anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yerel mahkeme kararının eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, toplanan delillerin haciz konulan alacağın niteliğinin belirlenmesine yeterli olduğuna dair direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
Ne var ki, Özel Daire’ce bozma nedenine göre karşı taraf/alacaklı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarını incelemediğinden bu yönde inceleme yapılmak üzere, dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle DİRENME UYGUN OLUP; bozma nedenine göre daha önce incelenmeyen karşı taraf/alacaklı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için DOSYANIN 12.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29.maddesi ile eklenen “Geçici Madde 7” atfıyla aynı Kanun’un 366.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.