Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2742
Karar No: 2018/4667
Karar Tarihi: 07.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/2742 Esas 2018/4667 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/2742 E.  ,  2018/4667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki (asıl ve birleşen davada) alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl dosyada davacılar vekili ile birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar,...’ün mirasçıları olduklarını, murisleri ile davalı arasında mevcut olan adi ortaklığın 11.5.2005 tarihine kadar sürdüğünü, bu tarihte işin bırakıldığına dair yoklama fişi bulunduğunu, ortaklığın sona ermesinden sonra ortaklık adına tahakkuk eden tüm borçların murisleri tarafından ödendiğini, murisin 3.12.2005 tarihinde vefatından sonra ortaklığın Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçlarının da kendileri tarafından ödenmekte olup, taksit ödemelerinin de halen devam ettiğini, adi ortakların ortaklık borçlarından eşit oranda sorumlu olmaları nedeniyle davalının, hissesine düşen ortaklık borçları nedeniyle kendilerine karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ortaklığın borçları nedeniyle ödemiş oldukları miktarlar üzerinden davalının payına isabet eden kısım nedeniyle toplam 17.089,00 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıların murisi ile mevcut olan adi ortaklıklarının 11.5.2005 tarihinde sona erdiğini, ortaklıktan kaynaklanan tüm vergi borçlarının da ödendiğini, davacıların murisinin ortaklık mallarının tamamını 78.566,21 YTL bedelle dava dışı Adil Aslan adlı kişiye devretmesine rağmen 1/2 hissesi olan 39.283,10 YTL’yi kendisine ödemediğini, ayrıca kendisinin satın alıp sermaye olarak ortaklığa koyduğu kamyonun da davacıların murisi tarafından satılmasına rağmen bedelinin kendisine ödenmediğini, savunarak davanın reddini istemiş;bu dava ile birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/45 E. sayılı davası ile de, diğer ortak ...tarafından adi ortalığın kalan malvarlığının paraya dönüştürülmesi nedeniyle hissesine isabet eden miktar olan 39.283,00 YTL’nin 11.5.2005 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece asıl davanın 12.319,70-YTL yönünden kabulüne, bu miktarın davalıdan alınarak davacılara miras payları oranında ödetilmesine, birleşen davanın reddine dair verilen kararın davalı-birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. H.D.nin 30.06.2008 tarih 2008/1566 E.- 2008/ 9062 K. sayılı ilamı ile ‘’...dava konusu olayda öncelikle, ortaklığın sona erdiği 11.5.2005 tarihi itibariyle aktif ve pasif tüm mal varlığı belirlenmeli, davacılardan, ödenen ve ödenecek olan ortaklığa ait tüm borçlar ve ayrıca ortaklığın kalan mallarının satışı nedeniyle düzenlenen ve alt kısmında da murislerinin imzasını içeren kapalı fatura ile ilgili hesap istenmeli, davacıların 19.3.2007 tarihli dilekçeyle, murisin faturalar karşılığı herhangi bir para almadığı, işyerinin borçlarına karşılık devredildiği yönündeki iddiaları karşısında, bu konudaki delilleri ile davalıdan da karşı delilleri sorulup toplanmalı, ortakların, aksine bir sözleşmenin varlığı kanıtlanamadığı takdirde ortaklık borçları ile gelirlerinden eşit oranda hak ve sorumluluk sahibi oldukları kabul edilmeli, tasfiyeye esas değerin, karar tarihine en yakın tarih olacağı gözden uzak tutulmamalı, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi kesin olarak belirlendikten sonra ortaklığın üçüncü kişilere veya kurumlara olan borçları ortaklığın aktifinden mahsup edilmeli, ortaklardan her birinin gerek ortaklık nedeniyle yapmış oldukları ödemelerin, gerekse elde ettikleri gelirlerin, tasfiye tarihindeki değeri hesaplanarak göz önünde bulundurulmalı, tasfiye bu şekilde tamamlanıp, tasfiye sonucuna göre tarafların birbirlerinden alacaklı veya borçlu olup olmadıkları belirlendikten sonra gerek asıl gerekse birleştirilen dava nedeniyle sonucuna göre hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın reddine;birleşen davanın kısmen kabulü ile,19.124,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan mirastaki hisseleri oranında alınıp davacı ...’ya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, bu kararın davacı-birleşen dosya davalıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. H.D.nin 23.06.2011 tarih ve 2011/2024 E. -2011/9903 K. sayılı ilamı ile ‘’...mahkemece, ortaklığın SGK’na borcu bulunup bulunmadığının sorulması, mevcut veya bilirkişi raporunda hesaplanmayan borç var ise bu meblağın da ortaklığın pasifine dahil edilmesi, aksi halde önceki gibi karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçe gösterilerek hüküm bozulmuştur.Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise,gider avansının yasal süresi içinde yatırılmadığı gerekçesiyle HMK 114/g ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş,bu kararın birleşen dosya davacısı Hamza tarafından temyiz edilmesi neticesinde ise ,Yargıtay 7. H.D.nin 14.11.2013 tarih ve 2012/3858 E. 2013/19232 K. sayılı ilamı ile ‘’... bozma ilamı gözetildiğinde, bozmada değinilen işlemlerin yerine getirilmesi külfetinin asıl davanın davacısı ile birlikte birleşen davanın davacısına da ait olduğu, birleşen davadaki istemin kanıtlanması yönündeki ispat külfetinin birleşen davanın davacısı üzerinde bulunduğu, mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak ve birleşen davaların her birinin bağımsızlığını koruduğu göz ardı edilerek birleşen dava yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm tesisinin hatalı olduğu ...’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece üçüncü bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise,davacı karşı davalının açtığı davanın reddine;birleşen 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/745 E. sayılı dosyasında davacı tarafın açtığı davanın kısmen kabulüne,buna göre 18.890,85 TL alacağın birleşen dosyadaki davalı taraftan mirastaki payları oranında alınarak birleşen dosyadaki davacı tarafa verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,verilen bu son karar da asıl dosyada davacılar vekili ile birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.TMK.nun 28. maddesine göre, ölüm ile kişilik son bulur. Ölü bir kişi herhangi bir hakkın sujesi olamayacağına göre, onun açmış olduğu davaya devam edilemez. Bu şekilde yürütülen bir dava sonunda ölü kişi aleyhine hüküm kurulamaz. Borçlar Kanununun 397. maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise,mahkemece yapılan yargılama devam ederken birleşen dosya davacısı olan ...’ün 20.03.2015 tarihinde vefat ettiği,nitekim eldeki davanın 16.06.2015 tarihinde karara çıktığı anlaşılmakla,birleşen dosya davacısı ... ile vekili olan Av....’in vekalet ilişkisinin ölümle sona erdiği kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece, ölüm ile vekalet ilişkisi son bulduğu halde birleşen dosya davacısı ...’ün mirasçılarının tamamından vekaletname alınmadan ve yöntemince davaya katılmaları sağlanmadan, davaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Yapılacak iş; mahkemece birleşen dosya davacısı ...’ün mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapmak, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almalarını sağlamak, taraf sıfatı şartı sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi