4. Hukuk Dairesi 2021/2650 E. , 2021/2440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince başvurunun usulden reddine dair karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23.04.2020 tarih 2020/İHK-8484 sayılı itirazın kabulü ile başvurunun reddine dair kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda; 14.12.2012 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı kazada davacının malul kaldığını, ibraz edilen rapor ile davacının % 11 oranında malul kaldığının belirli olduğunu, bakiye tazminat için sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 5.000,00 TL sürekli işgöremezlik ve 100,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yapılan ödeme ile borcun sona erdiğini, aksi halde ödemenin başvurucunun zararını karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet raporu alınması ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakemince; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti"nce; başvuru sahibi vekilinin itirazının kabulü ile, Uyuşmazlık Hakem Kararının kaldırılmasına, başvurunun esastan reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Talep, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 253/17. maddesinde; "Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder." ve CMK"nın 253/19. maddesinde de "... Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." hükümleri yer almaktadır. Anılan düzenlemelere göre; taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekmektedir.
Yukarıdaki düzenlemeler ve somut olayın değerlendirilmesinde; davaya konu kazayla ilgili olarak Gevye Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/18 soruşturma sayılı dosyasında yürütülen soruşturmada, davacının zararının giderimi ile uzlaşma sağlandığına ilişkin uzlaşma raporu veya uzlaşma tutanağı bulunmayıp sadece davacıya uzlaşma teklif edildiğine dair 17.12.2012 tarihli uzlaşma teklif formu bulunduğu, ceza soruşturmasının ise şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, uzlaşmanın tamamlanması için uzlaşma teklif formunun dışında, ilam niteliğinde sayılan uzlaşma raporu veya belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Somut olay bakımından, dosya içeriğinde tarafların uzlaştığına ilişkin onaylı uzlaşma raporu veya belgesi bulunmadığından uzlaşma ile ilgili prosedürün tamamlanmadığı ve CMK"nın 253/19. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, itiraz hakem heyetince dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile başvurunun esastan reddine karar verilmesi yerine davacı vekilinin sair itiraz sebepleri incelenerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.