17. Ceza Dairesi 2017/3209 E. , 2018/615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçunundan 14/09/2011 tarih, 2011/291 Esas ve 2011/466 sayılı karar ile hüküm kurulduğu, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından kararın temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 16/12/2015 tarih, 2015/10793 Esas ve 2015/11191 Karar sayılı ilamı ile ""Kayden 10.07.1993 doğumlu suça sürüklenen çocuk ..."in suçun işlendiği 24.03.2008 tarihinde 12-15 yaş grubunda olup hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi uygulanması yerine, 31/3. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini, müştekinin olay gecesi saat 22.00"da komşularının kendisini arayarak evine hırsız girdiğini, hırsızın taşıdığı bir paketi yolda bırakarak kaçtığını söylediklerini beyan etmesi karşısında; atılı suçun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, TCK"nın 143/1. maddesinin uygulanmaması, suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, sosyal inceleme raporu için harcaması zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle bilirkişiye ödenen 40,00 TL"nin suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"ye aykırı davranılması, T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234. ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasa"nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanun"u Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına
hükmedilemeyeceğinin düşünülmemesi,"" sebepleri ile hüküm hakkında bozma kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 16/12/2015 tarih, 2015/10793 Esas ve 2015/11191 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde; bozma ilamında yer alan,
1-Müştekinin olay gecesi saat 22.00"da komşularının kendisini arayarak evine hırsız girdiğini, hırsızın taşıdığı bir paketi yolda bırakarak kaçtığını söylediklerini beyan etmesi karşısında atılı suçun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, TCK"nın 143/1. maddesinin uygulanmaması,
2-Suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-13.12.2016 tarihli hüküm duruşmasında suça sürüklenen çocuğun duruşmaya katıldığına dair bir beyan zapta geçirilmeden, ""Suça sürüklenen çocuktan son sözünün sorulduğunun zapta yazdırılıp, hüküm fıkrasında ise hükmün suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verildiğinin belirtilerek çelişkiye neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son. maddesinin gözetilmesine, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.