20. Hukuk Dairesi 2015/15979 E. , 2017/3769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 09/09/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkili ... ili ... ilçesi ... mahallesi Gemisuyu mevkiinde kain 467 ada 7 parsel sayılı taşınmazları 10.07.2000 tarihinde tapu kayıtlarına güvenerek iyi niyetle satın aldığını, alımın bu şekilde gerçekleştiğini, müvekkilin taşınmazı satın almadan önceki mülk sahibi olan ... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/227 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve kendi adına tescili için dava açtığını, dava sonunda müvekkil adına olan tapunun iptaline ve ... adına tesciline karar verildiğini, dava sebeplerinde taşınmazı 35 milyar liraya satmak istediğini, bu hususta kendisini arayan ... isimli şahısla irtibata geçtiğini ve şahsa vekalet verdiğini belirttiğini, bunun üzerine ... tarafından taşınmazın müvekkilin taşınmazı satın aldığı şahıs olan ... "a satıldığını, ... ise söz konusu vekaletnameyi ... "a kendisinin teslim etmediğini, fotoğrafının çalındığını, noterde vekaletname verdiğini, ancak bunu teslim etmeyip karşı tarafın bu vekaletnameyi noterde kendisinin aldığını beyan ettiği, kendisinin dolandırıldığını ve müvekkilinde taşınmazı ederinin çok altına satın alması gibi gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sebeple bahsi geçen tapu iptal davasını açtığını ve adı geçen şahıslar hakkında dolandırıcılıktan ve müvekkil hakkında ise suç konusu taşınmazı bilerek satın almaktan savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, ancak müvekkili hakkında beraat kararı, ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tapu kaydının iptal kararının kesinleşme tarihi itibariyle rayiç değerini talep etmekle diğer hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilin taşınmazı satın aldığı tarihteki bedeli olan 16.000,00.-TL"nin iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kabulüne, 16.000,00.-TL"nin 11.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... den alınıp davacıya ödenmesine, tapu sicil müdürlüğüne yönelik açılan davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde
ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır" hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre dava harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi dava harcının alınması gerekir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 16.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, ise de; sadece maktu harç yatırmıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, dava harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava edilen değer üzerinden dava harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa dava edilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 27/04/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.