Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/562 Esas 2016/12476 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/562
Karar No: 2016/12476
Karar Tarihi: 19.09.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/562 Esas 2016/12476 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı tarafından başlatılan icra takibine konu bononun tarafların aralarında yaptıkları gayrimenkul hisselerinin devri sözleşmesinin eki olduğu ve davalıya teminat amacıyla verildiği, sözleşmenin feshedilmesine rağmen davalının bonoyu müşterisine iade etmediği gerekçesiyle menfi tespit davası açılmıştır.
Mahkeme, sözleşmeye konu alacağa ilişkin teminat olarak verilen bonodan dolayı davacının davalıya borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu madde 177, İcra İflas Kanunu madde 35.
19. Hukuk Dairesi         2016/562 E.  ,  2016/12476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı tarafından başlatılan icra takibine konu bononun tarafların aralarında yaptıkları gayrimenkul hisselerinin devri sözleşmesinin eki olduğunu ve davalıya teminat amacıyla verildiğini, bononun ne şartlarda verildiğinin sözleşmede yazılı olduğunu, sözleşme konusu taşınmazların devrinin mümkün olmaması nedeniyle sözleşmenin feshedilmesine rağmen davalının bonoyu müvekkiline iade etmediğini, dolayısıyla bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sulh hukuk mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında satışa karar verildiğini, ancak davacının taşınmazlardaki tüm hisseleri satın almak istemesi üzerine söz konusu sulh hukuk dosyasındaki satıştan feragat ettikleri ve davacı ile sözleşme yapılarak 223.000,00 TL "ye anlaşma sağlandığını, yapılan anlaşmaya konu taşınmazların hisselerinin Tarım İl Müdürlüğü tarafından satışına izin verilmemesi üzerine davacının taşınmazların yeniden satışını talep edeceğini, taşınmazları ihalede kendisinin alması durumunda sözleşmede belirtildiği şekilde ödeme yapacağını, kendilerinin ihaleye katılmamalarını beyan etmesi üzerine müvekkilinin ihaleye katılmadığını ve taşınmazların tamamının davacı tarafından satın alındığını, ihale kesinleştikten sonra müvekkiline 107.287,00 TL isabet ettiğini ve aradaki farkın davacı tarafından ödeneceğinin taahhüt edilmesine rağmen ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, uyuşmazlığa konu sözleşme kapsamında sözleşmede belirtilen taşınmazların Tarım İl Müdürlüğünce satışına muvafakat verilmemesi sonucu iradi olarak devredilemediği anlaşıldığından dava konusu sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı, bu halde sözleşmeye konu alacağa ilişkin teminat olarak verildiği sözleşme metninden anlaşılan ve takibe konu edilen bonodan dolayı davacının davalıya bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.