Abaküs Yazılım
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/793
Karar No: 2022/290
Karar Tarihi: 04.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/793 Esas 2022/290 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/793 Esas
KARAR NO : 2022/290


DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı firmanın, alıcısına gönderilmek üzere davalı firmanın şubesine kargo emanet ettiğini ancak şubenin davacının kendisine teslim ettiği eşyayı kaybettiğini, davacının kendi tasarımı olan ve internek sitesinde satışa sunduğu, 279,90 TL'lik ,........ aktan adlı kişiye ulaştırılmak amacıyla 12.02.2020 tarihinde kargoya verildiğini ve taraflar arasındaki sözleşme gereği 10,00 TL kargo bedeli müvekkil tarafından ödendiğini, davacı firma kargo bölümü, davalı kurum ile defalarca iletişime geçmiş olmasına rağmen hiçbir sonuç alamadığını,....... A.Ş tarafından taşıma esnasında kaybolan ve dava dışı .........'a teslim edilemeyen ürün bedeli olan 279,90 TL maddi zararın, davacının uğramış olduğu 1.000 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alamadığı ....... Teşkilatı A.Ş. tarafından taşıma esnasında kaybolan ve dava dışı .........'a teslim edilemeyen ürün bedeli olan 279,90 TL maddi zararın davacının uğramış olduğu 1.000 TL manevi zararın, olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; şirket aleyhine açılan dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının alacağının belirli olması nedeniyle fazlaya ilişkin talebinin usul yönünden reddinin gerektiğini, davacının maddi tazminat talebinin kısmi dava yoluyla talep edilmesi mümkün olmadığını, davanın öncelikle usulden ve daha sonra esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kargo-taşıma sözleşmesi uyarınca taşınan malın kaybedilmesi nedeni ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı tarafça; taşınarak alıcısına teslim edilmek üzere davalıya teslim edilen malların kaybedilerek alıcısına teslim edilmemesi nedeni ile davalıdan ürün bedeli olarak 279,90 TL maddi tazminat ve 1.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiştir.
Davalı tarafça cevaben; davalı ile aralarında bir sözleşme ve davalının müşteri numarası bulunmadığını, gönderinin kargoya veriliş tarihinin belli olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu ürünün davacı tarafça davalıya taşınmak ve alıcısına teslim edilmek üzere teslim edilip edilmediği, ürünün kaybedilip kaybedilmediği ve davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarıdır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davalı ....... AŞ tarafından mahkememize gönderilen cevabi yazıda; Bahse konu ........ barkod numaralı gönderinin Bölge Başmüdürlüğüne bağlı ........ uhdesinde zayi olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği ve konu hakkında düzenlenen tutanağının yazı cevabı ekinde gönderildiği görülmüştür. Belge ekindeki "Tutanaktır (25.02.2021)" başlıklı belgede ......... barkod numaralı gönderini akıbetinin belirlenemediği, gönderinin kayıp olarak düşülmesi hakkında tutanağın tutulduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 21/01/2022 tarihli beyan dilekçesinde; davalı tarafın dava dışı ......... Hediyelik Aksesuar Ltd.Şti.ile aralarındaki sözleşmeyi sunarak davacı tarafla aralarında sözleşme bulunmadığından bahisle husumet itirazında bulundukları ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanları alınmış, davacı tanıklarının beyanlarında genel olarak, dava konusu taşınan ürünlerin "...... " isimli internet alışveriş firmasından internet üzerinden sipariş edildiğini, ürünün bu firmaya kendileri tarafından tedarik edilerek sipariş eden müşterisine gönderilmek üzere davalı ........ kargoya teslim edildiğini ve kargoda kaybedilerek alıcısına teslim edilemediğini, dava konusu ürünün aynı yerde faaliyet gösteren ......... Hediyelik Eşya firması tarafından değil davacı firma tarafından teslim edildiğini, ürünlerin geç gönderilmesinin bile satışları olumsuz etkilediği ve yapılan yorumlara göre puanlarının düşmekte ve artmakta olduğunu beyan ettikleri görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacı tarafça davalıya, taşınmak ve alıcısına teslim edilmek üzere teslim edilen toplam 279,90 TL fatura değeri bulunan yüzük cinsli ürünün kaybedilerek alıcısına teslim edilmediği, davalı tarafça her ne kadar davacı ile aralarında bir sözleşme bulunmadığı ve sözleşmenin dava dışı firma ile olduğu ileri sürülerek husumet itirazında bulunulmuş ise de, dinlenen tanık anlatımlarından dava konusu ürünün davacı firma tarafından davalıya teslim edildiğinin açık olması karşısında bu savunmaya itibar edilmediği, kaldı ki taşıma sözleşmesinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmayıp sözlü olarak da kurulabileceği, dava konusu ürünün taşıma esnasında kaybedildiğinin davalı tarafça gönderilen mezkur cevabi yazı ve ekindeki tutanakla sabit olduğu, davalı taşıcının en önemli yükümlüğünün taşınan malın muhafazası ve alıcısına sağlam bir şekilde teslim etmek olduğu, davalı tarafın bu yükümlülüğüne aykırı hareket etmesinin haksız fiil sorumluluğunu gerektirdiği, dolayısıyla ürün bedeli kadar talep edilen maddi tazminat talebinin yerinde olduğu, manevi tazminat talebi konusunda ise; dinlenen tanık anlatımları da göz önünde bulundurulduğunda dava konusu ürünün kaybedilerek alıcısına teslim edilmemesi sonucunda davacı şirketin ticari itibar kaybettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ......... Hukuk Dairesinin ....... Esas ...... Karar sayılı kararında da açıklanıp vurgulandığı üzere (...Buna göre, gerçek kişilere açık olan kamu hukuku ve özel hukuk kaynaklı bütün haklara ve borçlara kural olarak sahip olabilecek durumdaki tüzel kişiler, kişilik hakkına da sahip olabilecek ve bu hakka tanınan korumadan yararlanabilecektir. Bununla birlikte kişilik hakkının sınırları malvarlığı haklarının aksine belli değildir, somut müdahalelere göre değişir. Bu bakımdan nelerin kişilik hakkından sayılıp sayılmayacağını halin ve zamanın icabına bırakmak gerekir. Bu tespiti ise hakimler somut olayın özelliklerini nazara alarak yapacaklardır (DURAL Mustafa / ÖĞÜZ Tufan, Türk Özel Hukuku, Kişiler Hukuku, İstanbul 2006, s. 95). Bu kapsamda, tüzel kişinin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık, onun kişisel değerleri içinde yer alır. Ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabilir. Tüzel kişinin kişilik haklarından olan onur ve saygınlığı onun korunan değerlerinin başında gelir. Bu nedenle tüzel kişi onur ve saygınlığından vazgeçemeyeceği gibi, bu değerlerini hukuka ve ahlaka aykırı olarak da sınırlayamaz. Ekonomik itibar da tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsüdür. Tüzel kişinin ekonomik faaliyetleri de toplum tarafından değerlendirilmektedir. Tüzel kişiliğe sahip bir şirketin ödeme gücüne ilişkin değerlendirmeler, o tüzel kişinin toplumsal şeref ve haysiyeti ile yakından ilgilidir. Kredi, toplum tarafından ödeme gücü ile ilgili olarak izafe edilen bir değer olması nedeniyle, bu değeri azaltan veya ortadan kaldıran kişiliği ihlale yönelik açıklamalar şeref ve haysiyete tecavüz niteliği taşır. Kişilik haklarına saldırı halinde kişilik hakkı ister gerçek kişi isterse tüzel kişi olsun Devlete karşı Anayasa hükümleri ile idareye karşı idare hukuku hükümleri ile suç teşkil eden tecavüzlere karşı ise ceza hukuku hükümleri ile korunmuştur. Kişilik hakkının korunmasına ilişkin Medeni Kanun’daki ana düzenleme TMK m. 23 ve m. 24’te hüküm altına alınmıştır. TMK m. 23 hak sahibi tarafından vazgeçilmesine ya da aşırı sınırlanmasına karşı kişilik hakkını korurken, TMK m. 24 kişilik hakkına yönelebilecek saldırılara karşı koruma sağlar. Konuya ilişkin diğer bir temel düzenleme olan 818 sayılı BK m. 49’da (6098 sayılı TBK m. 58) ise, kişilik hakkı tecavüze uğrayan kişinin manevi tazminat talebi düzenleme altına alınmıştır. Kişilik haklarının korunması için açılabilecek davalardan manevi tazminat davası genel olarak kabul edilen görüşe göre kişiliğe yönelik saldırı sebebiyle uğranılan manevi zararın, saldırı sebebiyle duyulan acı, elem ve ızdırabın tatmin edilerek giderilmesi amacıyla kişiye tanınan davadır. Manevi tazminat konusu mevzuatımızda, kişilik hakkı ihlallerinde istenebileceğini belirten MK m. 25 ve manevi tazminat davasının koşullarını belirleyen genel hüküm niteliğindeki BK m. 49 (6098 sayılı TBK m. 58) haricinde, bazı özel hükümlerde de geçmektedir. Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir (Dural / Öğüz, a.g.e., s. 233; SAYMEN Ferit H., “Kimler Manevi Tazminat Talep Edebilir?”, İÜHFM (Manevi Tazminat), Y. 1940, S. 6, s. 126 – 142; KARAHASAN Mustafa Reşit, Tazminat Hukuku, 1996, s. 967-968; GÜRSOY Kemal Tahir, “Manevi Zarar ve Tazmini”, AÜHFD., C. 30, S. 1- 4, s. 12). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 15.12.2004 gün ve 2004/4-709 E.- 2004/720 K.; 31.05.2000 gün ve 2000/4-900 E. - 2000/935 K. sayılı ilamlarında tüzel kişilerin de kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat davası açabileceklerini kabul etmiştir. '' Bu dikteler ışığında dava konusu olaya bakıldığında, davacı şirketin yapılan haksız takip ve gerek dershane olarak işletilen iş yerinde fiili hacizler yapılması, gerekse banka hesaplarına haciz ihbarnameleri gönderilmesi karşısında bu hacizler nedeniyle ticari itibarının yapmış olduğu iş de nazara alınarak öğrenci ve veliler yönünden zedelendiği, davalıların haksız hacze konu icra takibi yapmakta haklı olmadıklarının mahkeme kararı ile sabit olduğu, haksız hacizlerin nedeniyle davacı şirketin kişilik hakları saldırıya uğradığının kabulü gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin davacı şirket yönünden reddedilen manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.) diğer şartların varlığı halinde tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edebilecekleri dikkate alınarak haksız fiilin ağırlığı, uğranılan zarar miktarı ve hakkaniyet ilkesi uyarınca manevi tazminat takdir edilerek fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve yine ürünün teslim edildiği tarihten itibaren faiz talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜ ile
279,90 TL maddi tazminatın 12/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile
500,00 TL manevi tazminatın 12/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat açısından alınması gereken 80,70.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 12,97.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 67,73.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat açısından alınması gereken 80,70.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 46,33.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 34,37.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 59,30.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 150,85.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 911,92 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat açısından hesaplanan 279,90.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat açısından hesaplanan 500,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat açısından hesaplanan 500,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 804,33 TL'sinin davalıdan bakiyenin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile maddi tazminat yönünden kesin olarak manevi tazminat yönünden ise gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip .......
¸e-imzalıdır


Hakim .........
¸e-imzalıdır




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi