22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/14689 Karar No: 2018/8698 Karar Tarihi: 16.04.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/14689 Esas 2018/8698 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/14689 E. , 2018/8698 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalı Bakanlığa bağlı .... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde taşeron şirketler nezdinde aşçı olarak çalıştığını, ücretinin kayıtlarda düşük gösterildiğini, fazla çalışma karşılığının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ulusal bayram genel tatil ücreti talebinin reddine diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasında davacının fazla çalışması bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Mahkemece davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilip alacak hüküm altına alınmış ise de dinlenilen davacı tanıkları işverenle husumetlidir. İşveren aleyhine aynı istemlerle dava açmış olup menfaat birlikteliği içindedirler. Bu nedenle başka delillerle desteklenmeyen salt husumetli tanık beyanları hükme esas alınamaz. Davacı fazla çalışma yaptığını ispatlayamamıştır. Fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken salt husumetli tanık beyanlarına göre hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.