Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/12322
Karar No: 2018/8688
Karar Tarihi: 16.04.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/12322 Esas 2018/8688 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/12322 E.  ,  2018/8688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan ... ... İnşaat Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı işverenler nezdinde 17/11/2012 - 20/07/2013 tarihleri arasında kablo döşeme işçisi olarak çalıştığını, ... Şirketi ile aylık 2.000,00 TL net ücret üzerinden anlaşmalarına rağmen ücretinin ödenmediğini, her gün 06:00-19:00, çoğunlukla 19:30-20:00"ye kadar işin uzadığını, iş akdine haksız son verildiğini beyanla ücret alacakları ile ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve asgari geçim indirimi alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı İsteminin Özeti:
    Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak ihale makamı olmaları nedeniyle ücret alacağı dışında sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ... Ltd. Şti. vekili ise davacının 09/04/2013 tarihine kadar asgari ücretle çalıştığını, hiç ücret ödenmediğine dair iddiasının evli ve çocuklu olması nedeniyle hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, işyerinde çalışmanın kışın 08:00-17:00, cumartesi 08:00-13:00 saatleri arası, yazın 09:00-18:00, cumartesi 09:00-14:00 saatleri arası olup 1,5 saat yemek ve çay molası olduğunu, pazar günleri çalışılmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, kısmi dava ve belirsiz alacak davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının 17/11/2012-16/05/2013 tarihleri arası 2.000,00 TL net ücretle çalıştığı kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı ... vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davalı ... Yönünden;
    2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nda 32"nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasa"nın 8"inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Yasa"nın 37"nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanun"un 8"inci ve 37"nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Somut olayda; davacı, resmi kayıtlarda ücretinin asgari ücret olarak gösterilmesine rağmen gerçekte en son net ücretinin aylık 2.000,00 TL olduğunu iddia etmiş, davalı ise davacıyı asgari ücret karşılığında çalıştırdığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının beyan ettiği ücreti ile bordrodaki ücret ve beyan edilen süre ile hizmet cetvelindeki süre seçenekli olarak hesaplanmış, Mahkemece ... hizmet dökümündeki süre ile davacının ücret beyanı dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Davacı tanıkları ücret konsunda farklı beyanda bulunmuştur. İşverence dosyaya sunulan belgelerde günlük ücretin 32,63 TL olduğu görülmektedir.
    Ancak çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmelidir. Fakat yargılama sırasında dinlenen tanıkların ücrete ilişkin beyanları da muallaktır. Tanık olarak dinlenen ve sigorta kaydı bulunmayan işçilerin açtıkları kesinleşen hizmet tespiti dosyalarında da asgari ücretle çalıştıkları yönünde tespit yapılmıştır. Bu nedenle işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, tarafların bildirdikleri emsal işyerlerinden ve TÜİK’ten emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Emsal ücret araştırması yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.
    3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir.
    İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda davacı tanıkları işverenle husumetli olup beyanları tek başına hükme esas alınamaz. Davalı tanıkları da işyerinde 6 gün çalışma olduğunu beyan ettiğinden (cumartesi yarım gün çalışma savunmasına değer verilmemiştir.) yaz kış ayrımı ile günlük çalışmanın 9 saat olduğu, 1 saat ara dinlenme düşülmesiyle 8x6=48-45=3 saat haftalık fazla çalışma yapıldığının kabulüyle fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması gerekirken husumetli tanık beyanlarına itibar edilerek haftalık 24 saat fazla çalışma yapıldığının kabulü isabetsiz olmuştur.
    Davacı yönünden ise;
    4-Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur.
    Davacı iş akdinin işverence haksız feshedildiğini iddia ederek ihbar tazminatı talep etmiş, davalılar davacının istifa ederek işten ayrıldığını belirtmiştir. Davacı tanıkları işverence işten çıkartıldıkları yönünde beyanda bulunmuş, davalı tanığı ise davacının istifa ettiğini sonradan duyduğunu beyan etmiştir. İşverence davacının istifa ederek ayrıldığına dair kayıt ve belge ibraz edilemediğinden davacının ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken bu talebin reddi hatalı olmuştur.
    Mahkemece kurulan hüküm belirtilen sebeplerle hatalı olduğundan tarafların temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi