3. Hukuk Dairesi 2018/2950 E. , 2018/4610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının düğünde takılan altınları düğünün hemen akabinde aldığını, altınların kiralık olduğunu söyleyerek iade etmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, düğünde takılan altın ve paraların (baklava dilimli 6 adet 20şer gr 22 ayar bilezik, 14 ayar zincir kolye ve ucunda yarım altın, 18 adet çeyrek altın, 4000 TL toplamında TL ve döviz, 1 adet 5 gr 22 ayar bilezik, 1 adet 25 gr hasır desenli bilezik) bedeli olarak şimdilik 8.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.12.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 17.900 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; düğünde takılan altınların davacının da bilgisi dahilinde kiralandığını, altınları komşularından emaneten aldıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; düğünde davacıya takılan bir kısım altınların emanet alınıp iade edildiği, davacının da bu durumu bildiği, emanet altınlar dışında düğünde davacıya hasır takımı (2.350 ,00 TL), 2 dal altın bilezik (940,00 TL) ve 10 adet çeyrek altın (1.620,00 TL) takıldığı, evlilik sırasında davalıda kaldığı, iade edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.910,00 TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine, karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olaya gelince; dava dilekçesinde talep edilen ziynet eşyaları tek tek sayılmış olup, bu ziynetlerden "1 adet 5 gr 22 ayar bilezik" hükümde "dal altın bilezik" olarak tanımlanmış ve "2 dal altın bilezik"e hükmedilmiştir. Bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulmuştur.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.