17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3564 Karar No: 2019/11341 Karar Tarihi: 02.12.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3564 Esas 2019/11341 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/3564 E. , 2019/11341 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
- K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını 16.03.2009 tarihinde davalı ..."e devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin, davanın reddine ilişkin ilk kararı, dairemizin 18.11.2014 tarih 2013/12029 Esas 2014/16147 Karar sayılı ilamı ile borcun doğum tarihinin tesbit edilerek, tasarruf tarihinden önce olduğunun anlaşılması halinde diğer dava koşullarının değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK"nun 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma ilamı gereğince karar verilmiş bulunmasına, davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. (İİK’nun 283/2) Somut olayda, dava kabul edildiğine göre dava dayanağı takip dosya numaraları belirterek, bu takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak satışın iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerekirken, tapunun iptali ile borçlu adına tesciline şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Ne varki,bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden ,6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan " ... adına olan tapu kaydının iptali ile diğer davalı önceki malik ... adına tesciline" ibarelelerinin hükümden çıkartılmasına yerine " ..."a yapılan satışın Kartal 6.İcra Müdürlüğü"nün 2010/9313 sayılı sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.