22. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/30848 Karar No: 2018/8661 Karar Tarihi: 16.04.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30848 Esas 2018/8661 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2015/30848 E. , 2018/8661 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı-karşı davalı vekili, davacının davalı işyerinde 27/08/2013 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, maaşların düzenli yatırılmadığını, aylık sigorta primlerinin düşük yatırıldığını, yıllık ücret zamlarının yasalara uygun olarak yapılmadığını, bu sebeplerle müvekkili davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı-karşı davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iş akdini haklı bir neden olmaksızın feshettiğini, davacının ücret ve fazla mesai alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuş; ayrıca davacının bu süreçte yeni işe başladığını, iş sözleşmesinin bu sebeple ihbar sürelerine uyulmaksızın davacı tarafından feshedildiği gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile ihbar tazminatı alacağının davacıdan tahsiline karar verilmesinbi talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar, süresi içerisinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı) Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi ... ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur. Somut uyuşmazlıkta; gerekçeli kararın hüküm fıkrasında fazla çalışma ücreti yönünden hüküm kurulmamış iken; kısa kararda net 6.537,16 TL fazla çalışma ücreti alacağı talebinin hüküm altına alındığı görülmektedir. Bu durumda, gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile kısa karar arasında çelişki bulunduğu belirgindir. Mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde çelişkili karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.