Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1666
Karar No: 2017/1229
Karar Tarihi: 02.03.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/1666 Esas 2017/1229 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/1666 E.  ,  2017/1229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/11/2015 tarih ve 2014/1808-2015/1438 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.02.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında "Tezgah Üstü Türev Araçlarına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi" ve bu tip sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan "Opsiyon Teyidi"nin imzalandığını, 19/04/2013 tarihinden 15/11/2013 tarihine kadar olan vadede davacının opsiyon hakkını satan taraf, davalının ise alan taraf olduğu durumda 100.000 USD ve 1,86 kur üzerinden, müvekkilinin opsiyon hakkını alan taraf ve davalının satan taraf olduğu durumda 50.000 USD 1,86 üst bant-1,81 Pivot ve 1,76 alt bant üzerinden opsiyon hakkının gerçekleştirileceğinin düzenlendiğini, davacının bu ürünü satın aldığında kendisinin alıcı bankanın da ürünü satan satıcı statüsünde olduğunu zannettiğini, oysaki davalı bankanın dövizin yukarı yönlü opsiyon hakkı tanındığı durumda müvekkilini satıcı kendisini alıcı pozisyonunda oluşturduğunu, ödenecek miktarı 100.000 USD olarak belirlediğini, işbu tip sözleşme ve opsiyon teyidinin davacıya anlatılmadığını, banka tarafından aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, müvekkilinin aldatıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla imzalanan sözleşme ve opsiyon teyidi sebebiyle uğranılan 11.500,00 TL zararın davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının uzman bir yatırımcı olduğunu, davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmeye aykırılığın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; opsiyon teyidi sözleşmesindeki “müşteri kârdayken 50.000 Dolar, zarardayken 100.000 Dolar üzerinden işlem yapılması” şeklindeki hükmün, 6102 sayılı TTK"da bu konuda düzenleme bulunmaması ve 6102 sayılı TTK"nın 1. maddesinin genel hükümlere yaptığı yollama ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 7. maddesi hükmü delaletiyle kamu düzenine ilişkin olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 21/1. maddesi gereğince yazılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedeniyle, sadece 50.000 Dolar"lık limit dikkate alınarak kâr ve zarar oluşumunun davacı tarafından kabullenilmesi gerektiği, 100.000 Dolar üzerinden işlem yapılarak belirlenen zararların (kalan diğer 50.000 Dolar"lık bölüme ait zararların tamamının) yarısının davacıya iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 64.828,16 TL alacağın 11.500,00 TL"sine dava tarihi olan 24/12/2013 tarihinden, ıslah edilen 53.328,16 TL"sine ıslah tarihi olan 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, taraflar arasında akdedilen tezgah üstü türev araçlarına ilişkin çerçeve sözleşmeleri ile opsiyon teyitlerine dayalı işlemlerde davacının aydınlatılmayarak aldatıldığı iddiası ile uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında tezgah üstü türev araçlarına ilişkin çerçeve sözleşmeleri düzenlenmiş, davacı tarafından risk bildirim formu imzalanmış, yatırımcı risk profili (yerindelik testi) anketi yapılmış, bilirkişi raporunda ayrıntısı açıklandığı üzere bariyerli yaklaşık 2 haftalık aralıkları kapsayan 16 vadeden oluşan opsiyon teyidi imzalanmıştır. Buna göre vade gününde 14.00’deki spot kurun değerleme kuru olduğu, gösterge kurlarının alt bant 1.7600 üst bant 1.8600 şeklinde olduğu, vade gününde spot piyasadaki değerleme kuru (1.7600-1.8600) bandı içinde kalmış ise davacının davalı bankadan kur:1.7600’dan 50.000,00 USD satın alma hakkı, değerleme kuru bandın üstüne çıktığında ise davacının davalı bankaya 1.8600’dan satma zorunluluğunun belirlendiği, kurların (1.7600 - 1.8600) bandı içinde seyretmesi durumunda davacının 16 işlemin ilk 5 tanesinde toplamda net 4.248,60 TL kâr elde ettiği, dövizler yükselme trendine girdiğinden davacının 16 işlemin 11 tanesinde spot kurlar, belirlenen üst bant sınırını aştığından toplamda 129.656,33 TL zarar ettiği tespit edilmiştir.
    Taraflar arasında imzalanan çerçeve sözleşmeleri ve risk bildirim formu hükümleri incelendiğinde türev işlemlerin riskinin bildirildiği, piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalar neticesinde büyük zararlar edilebileceğinin kabullenildiği anlaşılmaktadır. Bu suretle, dava konusu opsiyon teyidinde yer alan koşul ve tutarların taraflar arasındaki anlaşma kapsamında tanzim edilmiş olduğu da nazara alındığında, opsiyon sözleşmesindeki koşulların genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu söylenemeyecektir. Dolayısıyla, mahkemece opsiyon teyidi sözleşmesindeki “müşteri kârdayken 50.000 USD, zarardayken 100.000 USD üzerinden işlem yapılması” şeklindeki uygulamanın, 6102 sayılı TTK"da bu konuda düzenleme bulunmaması ve 6102 sayılı TTK"nın 1. maddesinin genel hükümlere yaptığı yollama ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 7. maddesi hükmü delaletiyle kamu düzenine ilişkin olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 21/1. maddesi gereğince yazılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Bu durumda; türev işlemlerdeki risklere ilişkin bildirim bulunduğu nazara alınarak, taraf delillerinin incelenmesi, banka personeli ile davacı arasındaki tüm görüşme kayıtlarına ilişkin bantların çözümünün yaptırılması, banka kayıtları üzerinde davacı tarafından gerçekleştirilen opsiyon işlemlerinin tamamının, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi, konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılıp taraf iddia ve savunmaları ile yapılan itirazlar da dikkate alınarak düzenlenecek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması, davalı bankanın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi