11. Hukuk Dairesi 2019/2108 E. , 2020/355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/02/2018 tarih ve 2016/626 E.- 2018/190 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 27/02/2019 tarih ve 2018/534 E.- 2019/296 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, kendisinin... Mermer San ve Tic. A.Ş"nin %49 hissesine sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin 1970 yılında kurulduğunu, şirketin uzun yıllar İstanbul"daki fabrikasında mermer işi ile iştigal ettiğini, şirketin 90"lı yılların ikinci yarısından sonra gayri faal hale geldiğini, şirketin aktifindeki gayrimenkulü, grup şirketi niteliğindeki ...Isıtma Soğutma Klima San. ve Tic. A.Ş"ye kiraya verdiğini, kira gelirinden başka bir geliri bulunmadığını, davalı şirkette amaç ve ortak çalışma iradesinin ortadan kalktığını, diğer ortak ile ailevi uyuşmazlıkları olduğunu, haklı sebepler eski TTK"nın yürürlükte bulunduğu dönemde meydan gelmiş olsa dahi yeni TTK md. 531"de yer alan bu düzenlemenin uygulama alanı bulacağını ileri sürerek şirketin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket eski temsilcisi aracılığı ile verdiği cevapta, davacı tarafın davalı şirketin müşterek imza yetkilisi olduğunu bu nedenle davalı şirketin kendisini temsil ettiremediğini, As Mermer San. ve Tic. A.Ş"nin faal olup ticari faaliyetine devam ettiğini, maliki bulunduğu taşınmazı ...Isıtma Soğutma Klima Tic. A.Ş isimli şirkete kiraladığını, söz konusu kiralamadan gelir sağladığını, bunun ticari faaliyet olarak yeterli olmadığı kanaatine varılsa bile bu durumun şirketin feshine yeterli bir gerekçe olmadığını, şirketin feshi yerine davacının ortaklıktan çıkartılması gerektiğini savunarak şirketin feshi talebinin reddine, davalı şirkete temsilci tayini için yetki verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil vekili, davalı şirketin diğer ortağı olduğunu, davalı şirketin feshi için hakı neden bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, yönetim kurulu başkanı olan davacının her türlü tedbiri alabilecek, gerektiğinde gündemi belirleyerek şirketi olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısına davet edebilecek konumda olduğu, hal böyle olmasına rağmen davacının fesih ve tasfiye istemi ile genel kurulu toplantıya davet etmediği, dava dilekçesinde ve replik lâyihasında gündeme getirdiği hususları genel kurulda görüşmeye açmadığı, davalı şirketin bir sermaye şirketi olduğu, aile bireyleri arasındaki manevi bağların koptuğuna dair gerekçenin şirketin haklı fesih nedeni olamayacağı, davalı şirketin haklı nedenlerle feshini talep eden davacının haklı nedenlerin varlığını kanıtlayamadığı gerekçekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, şirketin grup şirketi ile faaliyete devam ettiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.