8. Hukuk Dairesi 2018/10122 E. , 2021/833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 153 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından ..."den satın alındığını, tarafların bu taşınmazda (B-30) da oturduklarını, mahkeme kararıyla tarafların evliliğinin butlanına karar verildiğini, davalının kararın kesinleştiği tarihten bu zamana taşınmazda oturmaya devam ettiğini, bu nedenle davalının müdahalesinin men’i ile tahliyesini ve 5000 TL ecrimisilin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, 153 ada 10 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından yapılan haksız tecavüzün men’ine ve taşınmazdan tahliyesine 5000 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından süresinde adli yardım talepli temyiz edilmiştir.
Kararı temyiz eden davalı vekili tarafından kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtaya aittir (HMK mad.336/3). Devletin mahkeme harcı almasındaki menfaati ile başvuranın mahkeme vasıtasıyla hakkını korumadaki çıkarları arasındaki adil denge, Anayasa"nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile bu kapsamda adalete ve mahkemeye erişim hakkı dikkate alınarak adli yardım talebi yerinde görüldüğünden, HMK’nin 334 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin elatmanın önlenmesi yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a)Bilindiği ve uygulamada kararlılık kazandığı üzere, boşanma kararının kesinleşmesiyle tarafların aile birliğinin sona ereceği, böylece davalının davacı adına kayıtlı bağımsız bölümde oturmasını hukuken haklı ve geçerli kılacak bir nedeninin kalmayacağı kuşkusuzdur. Somut olayda Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 03.12.2009 tarihli ve 2007/130 Esas, 2009/471 Karar sayılı kararı ile davacı ve davalının evliliklerinin butlanına karar verilmiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine evliliğin butlanına ilişkin kısmın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26.04.2013 tarihli ve 2013/7222 Esas, 2013/11781 Karar sayılı ilamı ile onanarak 26.04.2013 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir. O halde mahkemece davacının mahkemenin vermiş olduğu 5000 TL ecrimisil miktarını temyiz etmediği, davalı lehine usuli müktesep hak oluşturduğu da gözetilerek evliliğin butlanı kararının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arası için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil hesaplaması yapılan bilirkişi ek raporuna itibar edilerek her ne kadar taleple bağlı kalınarak 5000 TL"ye hükmedilmişse de hükmün 3. paragrafında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğundan doğru görülmemiştir.
b) Hükme esas alınan 30.05.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Şöyle ki; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda ek bilirkişi raporunda; söz konusu taşınmazla ilgili dosyada kira emsali bulunmadığı bunun üzerine ecrimisil hesabının piyasa hesaplarına göre yapıldığı belirtilerek davanın açıldığı 2014 yılından geriye dönük 5 yıllık ecrimisil hesaplaması yapılmış olup neye göre hesaplama yapıldığı anlaşılmamışsa da yukarıdaki ilkede de belirtildiği üzere öncelikle taraflar arasında görülen evlenmenin butlanı davasının kesinleşme tarihi ve dolayısıyla ilk dönem olan 2013 yılı için rayiç bedel belirlenip sonraki ilerleyen döneme ÜFE artış oranı yansıtılarak ecrimisil belirlemesi yapılması gerekirken davanın açıldığı 2014 yılından geriye doğru 5 yıllık ve neye göre yapıldığı anlaşılmayacak şekilde hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bendin a ve b maddelerinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin elatmanın önlenmesine ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.