Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14062
Karar No: 2017/3729

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14062 Esas 2017/3729 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14062 E.  ,  2017/3729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili 03.10.2013 tarihli dilekçe ile müvekkilinin ... ili Merkez ... mahallesi 812 ada 32 parsel sayılı taşınmazı 28.09.2010 tarihinde ..."dan satın aldığını, ancak yaptırmış olduğu aplikasyon sonucu taşınmazın zeminde bulunmadığının belirlendiğini, yanlışlığın giderilmesi yönündeki başvurusu üzerine tapu müdürlüğünce “812 ada 32 sayılı parselin, 10.10.2000 tarihinde 812 ada 38 ve 39 sayılı parsellere ayrıldığından sayfası kapatıldığı halde TAKBİS"de (Tapu Kayıt Bilgisayar Sisteminde) kaydı kapatılmadığından sehven satışının yapıldığının” bildirildiğini, ..."un bu durumu bildiği halde taşınmazı kendisine sattığını, tapu müdürlüğününde görevini gereği gibi yapmadığını, müvekkilinin zararının giderilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 70.000,00.-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı ...; ekonomik durumunun iyi olmaması sebebiyle adına tapuda paylı kayıtlı bulunan iki parça taşınmazı (813 ada 7 sayılı parseldeki 111/281 payını ve 2696 ada 6 sayılı parseldeki 254/556 payını) 21.000.-TL karşılığı satmak üzere davacı ile sözlü anlaştıklarını, 2696 ada 6 sayılı parselde davacınında paydaş olduğunu, anılan taşınmazın satışını yapmak üzere tapuya gittiklerinde davacının 812 ada 32 sayılı parselinde kendisine satılmasını istediğini, 2696 ada 6 ve 813 ada 7 parseller dışında taşınmazının bulunmadığını belirttiği halde davacının, 812 ada 32 sayılı parsele ait bilgisayar çıktısı olan tapu kaydını sunarak aksi takdirde satıştan vazgeçeceğini bildirmesi üzerine 812 ada 32 ve 2696 ada 6 sayılı parselleri kayden satış yoluyla davacıya devrettiğini, 813 ada 7 sayılı parseldeki payını ise satış vaadi sözleşmesiyle sattığını, karşılığında 20.000.-TL para aldığını, 1.000.-TL alacağının halen ödenmediğini, 812 ada 32 sayılı parsele ilişkin satış akit tablosunda belirtilen 1.000.-TL"yi almadığını, davacının 812 ada 32 sayılı parselin zeminde olmadığını bildiği halde tapuda kendi adına devir yaptırıp haksız kazanç elde etmek amacıyla dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar Tapu Müdürlüğü ve ... vekili ise davanın 1 yılık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının taşınmazın zeminde olmadığını, kaydının kapatıldığını bildiği halde haksız kazanç elde etmek amacıyla tapuda adına devir yaptırıp dava açtığını, tapu memurunun eylemi ile zarar arasındaki nedensellik bağının satış işleminin taraflarının kusuruyla kesildiğini, ... tazminatla sorumlu tutulamayacağını, satış sözleşmesinin konusunun imkansız olması sebebiyle mutlak butlanla batıl olduğunu, sözleşmenin taraflarının verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca akidinden isteyebileceklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte istenilen tazminat miktarınında fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; tapu müdürlüğünün hatalı işlemleri sebebiyle davacının zarara uğradığı, TMK"nın 1007. maddesi uyarınca ... zarardan sorumlu olduğu, tapu müdürlüğü ve ..."un pasif taraf sıfatlarının bulunmadığı gerekçesiyle 50.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... alınarak davacıya verilmesine, Tapu Müdürlüğü ve ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; TMK"nın 1007. maddesine ve sebepsiz zenginleşmeye davayı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1975 yılında yapılan kadastro sırasında 812 ada 32 parsel sayılı 17.830 m2 yüzölçümlü taşınmazın kazandırıcı zamanışımı zilyetliğine istinaden tarla niteliği ile ... ... adına tespit ve tescil edildiği, el değiştirmeler sonucu 24.11.1993 tarihinde ..."a satış yoluyla geçtiği, 10.10.2000 tarih 4206 yevmiye sayılı işlemle imar uygulamasıyla bir bölümünün dava dışı parsellere gittiği, ... kesintisinden sonra imardan geriye kalan imar dışı 1.000 m2 yüzölçümlü tarla cinsli 812 ada 32 sayılı parselin 10.10.2000 tarih 4206 yevmiye numaralı işlemle beyanlar hanesine “ifraz görmekle kaydı kapatıldı” şerhinin yazılarak 812 ada 38 ve 39 sayılı parsellere ayrıldığı, 812 ada 39 parsel sayılı 724 m2 yüzölçümlü taşınmazın ... adına kayıtlı iken 16.05.2008 tarihinde trampa yoluyla ..."a devredildiği, ondanda satışlar yoluyla 14.02.2011 tarihinde ...a geçtiği, 812 ada 38 parsel sayılı 276 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ... adına kayıtlı iken 10.07.2006 tarihinde yapılan imar uygulamasıyla 813 ada 7 sayılı parsele gittiği, daha sonra ada numarasının 5409 olarak değiştirildiği, 5409 ada 7 parsel sayılı 562m2 yüzölçümlü taşınmazın 10.07.2006 tarihinde 111/281 payının ..., 28601/219742 payının ... oğlu Y..., 104339/219742 payının ... oğlu ... Akıllı adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken ..."ın payını 24.11.2010 tarih 11490 yevmiye numaralı işlemle ... oğlu ... ... satış yoluyla devrettiği, halen ... çocukları ... ve ... adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı oldukları, 812 ada 32 parselin sayfasının kapatılmasına rağmen TAKBİS yani Tapu Kayıt Bilgisayar Sisteminde kaydı kapatılmadığından, 16.09.2010 tarihinde 3771 düzeltmeler sicil numarasıyla düzeltmeler siciline alınıp kapalı olan sahifesinin tekrardan açılarak pasif olan kaydının aktif hale getirildiği ve 28.09.2010 tarih 9507 yevmiye sayılı işlemle 812 ada 32 sayılı parselin 1.000.-TL bedelle, dava dışı 2696 ada 6 parseldeki ..."a ait 254/556 payın 15.000.-TL bedelle ..."ya satıldığı, tapu müdürlüğünce 812 ada 32 sayılı parselin sicilden terkini için alıcı ve satıcının 03.07.2013 tarihinde tapuya davet edildikleri, satıcının terkine muvafakat ettiği, alıcının muvafakat etmemesi üzerine tapu müdürlüğünce açılan dava üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/452 E. -2014/943 K. sayılı ilamıyla 812 ada 32 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, sicilden terkinine karar verildiği, kararın tapu müdürlüğünce vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği, kesinlemediği, alıcı ..."nın temyize konu davadaki iddialarla 812 ada 32 parsel yönünden idarenin hizmet kusuru sebebiyle 60.000.-TL tazminat istemiyle tapu müdürlüğü ve ... aleyhine idari yargıda tazminat davası açtığı, ... İdare Mahkemesinin 18.07.2013 tarih 2013/659 E. - 2013/703 K. sayılı ilamıyla uyuşmazlığın adli yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği bunun üzerine davacının 03.10.2013 tarihinde temyize konu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur
    Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür.
    Bu sorumluluğa ilişkin olarak kusursuz sorumluluk/tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanacak olup, Devlet tapu sicilinin tutulmasından ileri gelecek bütün zararlardan asli olarak sorumludur. Bu sorumluluktan söz edebilmek için, tapu sicilinin tutulmasında görevli memurun
    hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zarara neden olan sonuç arasında illiyet bağının varlığı gerekmekle birlikte, eylemin kusura dayanıp dayanmamasının bir önemi bulunmamakta, kusur yalnızca Devletin görevli memura rücu etmesi yönünden önem taşımaktadır. Bu madde ile düzenlenen Devletin kusursuz sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğu niteliğinde (HGK 05.10.1955 gün ve 1955/4-58 E. - 1955/64 K. sayılı; 29.06.1977 gün ve 1977/4-845 E. - 1977/655 K. sayılı; 24.09.2003 gün ve 2003/4-491 E. - 2003/487 K. sayılı; 19.04.2006 gün ve 2006/4-113 E. - 2006/205 K. sayılı; 09.05.2007 gün ve 2007/4-212 E. - 2007/261 K. sayılı kararları) olduğundan, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, ..., 1976 Sh.63 vd). Bu nedenle sicilin hukuka uygun tutulması kavramı tapu mevzuatına uygunlukla sınırlı bir kavram olmayıp, hukukun genel ilkelerine uygunlukta gerekmektedir. Bunun dışına çıkan her hukuka aykırı davranıştan Devletin sorumluluğu asıldır.
    TMK 1007. maddesi uyarınca davanın müstakil olarak ... karşı açılması mümkün olduğu gibi, taşınmazı satan kişiye karşı da açılması mümkündür. Hatta, davacı dilerse her ikisine birden de dava açabilir. Davacı, akidine karşı dava açmaya zorlanamaz. Davacı seçimlik hakka sahip olup eldeki davada davacı, davalı ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine ilişkin kararı temyiz etmeyip hükmü sadece tazminat miktarı yönünden temyiz ederek seçimlik hakkını ... yönünde kullanmıştır. Bu sebeple ..., davalı ..."a ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Nevar ki; 4721 sayılı Tük Medeni Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır. Bilindiği üzere davalar açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir.
    Somut olayda davanın açıldığı tarihte 812 ada 32 parsel davacı adına kayıtlı olup, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/452 E. - 2014/943 K. sayılı ilamıyla 812 ada 32 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, sicilden terkinine karar verilmiş, henüz kesinleşmemiştir. Bu durumda dava tarihi itibariyle 812 ada 32 sayılı parselin tapusu iptal edilmediği için davacının zararı oluşmamıştır. Bu sebeple ... aleyhine açılan davanında reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan bozma nedeni karşısında davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27/04/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi