11. Hukuk Dairesi 2015/13226 E. , 2017/1218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/04/2015 gün ve 2014/771-2015/395 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin 03/06/2014 tarihli genel kurulunda müvekkilinin şirketteki müdürlük görevine son verilerek yerine ..."ın getirildiğini, ..."ın 3568 S.K uyarınca mali müşavirlik yaptığını, aynı Kanunun 43. maddesine göre mali müşavirlerin Türk Ticaret Kanuna göre limited ve anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı görevinde bulunmak gibi tacir sayılacak işleri yapamayacağını ve şirketin diğer müdürünün İtalyan vatandaşı olduğunu, ikametgahının ... dışında bulunduğunu ileri sürerek TTK"nın 412. maddesi gereği genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin verilmesine ve gerek görüldüğü takdirde şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkili şirketin müdürü iken kasten görevini kötüye kullanıp şirkete zarar vermesi nedeniyle 03/06/2014 tarihli genel kurulda müdürlük yetkisi kaldırılarak yerine ... ve ..."nin seçildiğini her iki müdürün münferit yetkili olduğunu, ..."ın müdürlük görevinden istifa etmesi üzerine yeni müdür veya müdürlerin seçilmesi için 29/09/2014 tarihinde genel kurulun toplantıya çağrılması yönünde karar alıp Ticaret Sicilinde ilan ettirildiğini, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirkete yabancı müdür atanmasına herhangi bir engel olmadığını savunarak haksız davanın reddine veya konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermesini istemiştir.
Mahkemece; incelenen tüm dosya kapsamına göre; dava tarihinden sonra meslek yasaklısı olan yetkili müdürün istifa ettiği, diğer müdürün ise müdür seçilmesi için genel kurulu olağan üstü toplantıya çağırdığı ve toplantıda şirket müdürü hakkında karar alındığı ve dava tarihinden sonra genel kurul toplantısı yapıldığı için davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
6102 sayılı TTK"nın m. 617/3 yollamasıyla 411 ve 412. maddeleri gereğince genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin davası sonucunda mahkemece verilecek kararın kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilince verilen temyiz dilekçesinin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY
6102 sayılı TTK 412. maddesinde "Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir." hükmü getirilmiştir.
Madde metninde de açıkça ifade edildiği üzere mahkeme kararının kesin olması, mahkemece genel kurulun toplantıya çağrılması yani davanın kabulü hali için düzenlenmiştir.
Nitekim genel kurulun toplantıya çağrılmasından sonra yapılacak işlemler de madde metninde açıklanmış ve bu şekilde verilecek kararın kesin olduğu öngörülmüştür.
Kararın kesin olması halinin, mahkemece genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin karara münhasır bulunmasına göre, bu konuda açılan davada kabul dışında başkaca bir karar verilmesi halinde de kararın kesinliğinden sözedilmesi, T.C. Anayasası"nın 36. maddesinde ifade edilen adil yargılanma ve hukuki güvenlik hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmediğinden, verilen karar niteliği itibari ile temyizi kabil bir karardır.
Açıklanan nedenle, kararın esasının incelenerek sonucuna göre Dairece karar ittihaz olunması gerekirken yazılı şekilde temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.