Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/18-299
Karar No: 2012/564

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/18-299 Esas 2012/564 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/18-299 E.  ,  2012/564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 10.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22.11.2011
    NUMARASI : 2010/512 E-2011/497 K.

    Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen 29.07.2009 gün ve 2008/411 E- 2009/301 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 13.04.2010 gün ve 2009/11210 E- 2010/5896 K.sayılı ilamı ile;
    (“...Davacı dava dilekçesinde; kamulaştırılan taşınmaz malın Kamulaştırma Yasasının 10.maddesi hükmüne göre bedelinin tespiti ve idare adına tesciline karar verilmesi istenmiş, mahkemece kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden A.. K..’a idare tarafından usulüne uygun tebligat yapılıp pazarlık yoluyla uzlaşmaya çağırmadan dava açıldığı ve davacının henüz dava açma hakkının doğmadığı gerekçesiyle adı geçen davalı ile ilgili davanın reddine diğer davalılarla ilgili davanın kabulüne karar verilmiştir.
    1-Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 7, 8, 10.maddelerinde kamulaştırmayı yapan idarenin, kamulaştırmaya konu olacak taşınmaz malların nitelikleriyle beraber sahiplerini, adreslerini, tapu, vergi, nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlayarak tespit ettirdikten sonra taşınmaz malın malikine pazarlıkla satın almak veya trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla bildirip 15 günlük süre içerisinde malikin çağrının yapıldığı gün ve saatte gelmemesi halinde bu durumu bir tutanakla belirleyerek topladığı bütün belgelerle birlikte taşınmaz malın bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesine kamulaştırma bedelinin tespitiyle bu bedelin ödenmesi karşılığında taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini isteyebileceği öngörülmüştür.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; Yasanın 7.maddesi çerçevesinde kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden A.. K..’ın adresinin tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden araştırmasının yapıldığı, buna rağmen adresinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Yasanın 8.maddesinde özellikle pazarlık için resmi taahhütlü yazı ile malikin çağrılması yeterli görülmüş olup, adresi bulunamayanlara ilanen çağrı yapılacağına dair anılan yasada bir hükme yer verilmemiştir. Kaldı ki Yasanın 10.maddesinin ikinci fıkrasında açıkça mahkemenin idarece yapılan araştırmalar sonucu adresleri bulunamayanlara Tebligat Yasasının 28.maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirilerek duruşmalara katılmaya çağrılacağı hükmüne yer verilmiş ve böylece adresi tespit edilemeyenlere doğrudan dava açılacağı, mahkemenin ise bunlara ilanen duruşma gününü bildireceği hususu düzenlenmiştir. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/son madde ve fıkrasına göre; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının (mahkemelerin) görevidir. Mahkemelerin masrafların artmasına ve işlerin gecikmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınmaları gerekir. Mahkeme aşamasında yapılacak ilanen tebligatı, uzlaşma aşamasında yapmanın zaman, emek ve para kaybından başka bir işe yaramayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Hal böyle olunca idarenin adresi bulunamayanlar yönünden uzlaşma girişimi söz konusu olamaz. Bu bakımdan araştırmalara rağmen adresi bulunamayan malikler yönünden Pazarlık girişiminde bulunulmadan tespit ve tescil istemiyle dava açılması gerektiği dikkate alınmadan davalıya idarece ilanen tebligat yaptırılmadığı gerekçesiyle adı geçen davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olması,
    2-Dava konusu taşınmazın imar parseli, emsal taşınmazın ise kadastro parseli olduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmazın somut emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerine düzenlemeye karşılık bir ilave yapılması doğru ise de, yapılacak ilavenin dava konusu taşınmazın imar düzenlemesi görürken uğradığı zayiat oranı olan %33,217"ye tekabül edecek miktarda yapılması gerekir.
    Buna göre; hükme esas bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan 412,47 TL/m² bedeline %33,217"ye tekabül eden 137,01 TL ilave yapıldığında m² bedelinin 549,48 TL olarak tespit edilmesi gerekirken yanlış hesap yöntemi ile daha yüksek m² bedeli tespit edilmiş olması,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...")
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN :Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının, davalı A... Ö.. ile ilgili olarak henüz dava açma hakkı doğmadığından bu davalı hakkındaki davanın reddine;diğer davalılar yönünden ise belirlenen 115.299,00 TL kamulaştırma bedelinin davacı idare tarafından hak sahipleri adına bankaya yatırıldığından bu davalılar yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, araştırmalara rağmen adresi bulunamayan malikler yönünden pazarlık girişiminde bulunulmadan tespit ve tescil istemiyle dava açılması gerektiği dikkate alınmadan davalı A..’e idarece ilanen tebligat yaptırılmadığı gerekçesiyle adı geçen davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu; diğer davalılar yönünden ise hükme esas bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan 412,47 TL/m² bedeline %33,217"ye tekabül eden 137,01 TL ilave yapıldığında m² bedelinin 549,48 TL olarak tespit edilmesi gerekirken yanlış hesap yöntemi ile daha yüksek m² bedeli tespit edilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, öncelikle davalı A.. yönünden bozma ilamına uyularak,anılan davalıya tebligat yapılıp mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak aleyhindeki davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Diğer davalılar yönünden ise önceki kararda direnilmiştir.
    Hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    1-Davalı A.. Ö.. yönünden :
    Bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma gerekçesi yönünde oluşturulan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil,Özel Daire’ye aittir.Belirtilen nedenle,davalı A.. Ö... yönünden bozma ilamına uyularak oluşturulan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
    2- Davalılar Adalet M.. U.. ve N.. B.. A.. yönünden:
    Dava konusu taşınmazların imar uygulaması sonucu oluşmuş imar parseli, emsal taşınmazın kadastral parsel niteliğinde bulundukları ve bu nedenle, dava konusu taşınmazın emsal mukayesesi sonucu bulunan değerine %33,217 imar düzenleme ortaklık payına tekabül edecek miktarda zayiat oranı ilave edilmesi gerektiği hususu, Yerel Mahkeme ve Özel Daire’nin kabulündedir.
    Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazların emsal mukayesesi sonucu bulunan değerine %33,217 “İmar Düzenleme Ortaklık Payı”na tekabül edecek miktarda zayiat oranı ilave edilmesine ilişkin hesap yöntemi ve netice itibariyle belirlenmesi gereken metrekare bedelinin ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
    Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; emsal kıyaslaması sonucu dava konusu taşınmazların değerinin 412.47 TL/m2 hesaplandığı belirtildikten sonra, emsal taşınmazın kadastral parsel davaya konu taşınmazların imar parseli niteliğinde olmaları ve dava konusu taşınmazlardan %33,217 imar düzenleme ortaklık payı düşülmüş olması nedeniyle dava konusu taşınmazların arsa metrekare bedelinin, 412.47/0,66783=618 TL/m2 belirlendiği belirtilmiştir.
    Gerçekten; emsal mukayesesi sonucu bulunan temel metrekare değeri 412.47 TL olup, %33,217 oranındaki imar düzenleme ortaklık payı kesintisi, 412.47 TL’lik temel metrekare değerine eklenirken; öncelikle, 412.47 TL’nin hangi rakamın %66,783’üne tekabül ettiğinin tespiti gerekir. Bir başka ifadeyle, 100-33,217= 66,783 hesap yöntemiyle 412.47 TL, imar düzenleme ortaklık payı düşülmemiş rakamın % 66,783’üdür.
    O halde, 412.47 TL bir bütünün %66,783’ü ise, bütünün tamamı; 412.47 TL x 100/66,783=617.62 TL/m2 olarak tespit edilmektedir.
    Tersine işlemle, az yukarıda açıklanan hesap yöntemiyle belirlenen 617.62 TL metrekare bedelinden, bu rakamın %33,217 imar zayiat oranına tekabül eden 205.15 rakamı düşüldüğünde; bilirkişi raporunda belirlenen 412.47 TL temel metrekare bedelini verdiği ve sağlamasının doğru olarak yapılabildiği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, imar parseli niteliğindeki dava konusu taşınmazlardan, %33,217 imar düzenleme ortaklık payı düşülmüş olması sebebiyle, bu miktardaki zayiat oranının 412.47 TL temel metrekare bedeline ilave yönteminde, imar düzenleme ortaklık payı düşülmeden önceki tam değerinin bulunması suretiyle metrekare bedelini 617.62 TL olarak belirleyen bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması ve buna göre kamulaştırma bedelinin tespitine karar verilmesi, usul ve yasaya uygun olup,Yerel Mahkemenin kamulaştırma bedelinin hesaplama yöntemine ilişkin direnme kararı yerindedir.
    Öte yandan,anılan davalılar yönünden Özel Daire’ce yukarıda açıklanan ve işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları da incelenmemiştir.
    S O N U Ç :
    1-Yukarıda (I) nolu bentte gösterilen nedenlerle; hükmün davalı A.. Ö.. hakkında kurulan uyulan kısmı yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, oybirliği ile;
    2-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; hükmün davalılardan Adalet M... U.. ve N.. B...A.. yönünden DİRENME KARARI UYGUN OLUP, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, HUMK’nun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.09.2012 tarihinde ilk görüşmede oyçokluğu ile karar verilmiştir.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi