2. Hukuk Dairesi 2016/5907 E. , 2017/11061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, davalı kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı kadın tarafından ise davacının kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalıya dava dilekçesi yurt dışı adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı yasal süre geçtikten sonra cevap dilekçesi sunmuştur. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 141. maddesi "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; Ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklindedir. Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Şüphesiz bu imkan, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. Bu dilekçelerden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi)durumunda iddia veya savunmaların
genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir. (Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-605 esas 2016/522 karar sayılı ilamı) Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra cevap dilekçesi süresi içerisinde verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK m. 129/1-e) bulunmadığından yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkan bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın iddia ve savunmaları dikkate alınarak davacı erkeğe kusur yüklenmesi doğru görülmemiştir. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olup, bu düzenlemeye göre boşanmaya karar vermek için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve birliğin sarsılmasında davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusuru kanıtlanamamıştır. Fiili ayrılık da tek başına boşanma sebebi değildir. Bu durumda, yukarıda açıkların sebeple davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşünerek yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.10.2017(Pzt.)