13. Hukuk Dairesi 2017/3596 E. , 2019/2960 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacılar vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ..."un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı muris, bir iflas davasında iflas masasından alacaklı olan alacaklılardan bir tanesi olduğunu, dava dışı müflisin ... "da bulunan yalısını, bu şahsın iflas kararından önce fakat iflas davasının açılmasından ve açıldığının ilanından sonra 11.3.1986 da iş bu davanın davalısı ..."e satıldığını, yalıyı alan davalı ..."in, müflise borcun büyük kısmını peşin ... ise de üç adet bonoya bağlanan 200 milyon eski Türk Lirası bakiye borcu iflasın ilanından sonra İİK 191-192 maddelerine aykırı olarak masaya ödemesi gerekirken müflise ödediğini, bu bakiye bedelin ödendiği yargı sürecinden sonra kesinleşince olağanüstü alacaklılar toplantısı ile 20.12.2006 tarihinde İİK 245 kapsamında davacıya, masaya ödenmesi gerekirken ödenmeyen 200 milyon TL"nin kendi adına tahsili ve artarsa masaya iadesi noktasında yetki verildiğini, davacının da bu yetkiye dayanarak önce ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/15 Esas sayılı dosyasında bu 200 milyonun Eski Türk Lirası"nın bugüne kadarki güncenlenmiş değerini talep ettiğini, Mahkemece bu miktarın işlemiş faizi olan 23.484,52 TL"nin kabulüne karar verildiğini ve kararın onanmak sureti ile kesinleştiğini, bu davada esasen munzam zarar isteme hakkının saklı tutulmuş olduğunu ve karar gerekçesinde faizi aşan menfi zararların ayrı bir dava ile istenebileceğinin belirtilmiş olduğunu, iş bu dava ile aynı yetki ile faizi aşan munzam zarar olarak şimdilik 1.000.000,00 TL"nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, İİK 245 maddesi uyarınca verilen yetkinin munzam zarar talep edebilme yetkisini içermediğini kaldı ki munzam zarar şartlarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, İİK m. 245 gereğince iflas masası ve temsil yetkisini devralan alacaklı arasındaki hukuki ilişkinin temsil ilişkisi olduğu, davacıya devrolunan alacağın 200,00 TL ile sınırlı olduğu, bu alacakla ilgili karar verildiği ve kesinleştiği, verilen temsil yetkisinin dışında davacının davalı ile doğrudan alacak borç ilişkisi olmadığı için munzam zarar alacağı talebinin verilen temsil yetkisi dahilinde olmadığı ve davalıya karşı ileri sürülemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiş, davalı lehine ise nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ne var ki, davanın reddine ilişkin karar alacağın esası hakkında değil, davacının dava açma yetkisi kapsamında verilmiştir. Davacının, hak sahibi iflas masasından aldığı yetki, talebe konu munzam zararı kapsamamakta olup bu yönde verilen red kararı nedeni ile davalı yararına ancak maktu vekalet ücreti verilmesi icap etmektedir. Aksi kanaat ile davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan “Karar Tarihinde yürürlükte olan ... geeğince hesap olunan 53.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine “ cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, peşin alınan 29,20 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.