20. Hukuk Dairesi 2015/13982 E. , 2017/3714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile asli müdahil ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1954 yılında yapılan tapulama sırasında ... ilçesi, ... köyü, 16 parsel sayılı 50.750,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Temmuz 1944 tarih 9 sayılı, Kanunevvel 944 tarih 37 sayılı, Ocak 949 tarih ve 4 sayılı tapu kayıtlarına istinaden davalılar ve murisleri adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra 2010 yılında 158, 159 ve 160 parsel olarak ifraz edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, ... ... Bölge Müdürlüğü 5 sayılı ... Kadastro Komisyonunca, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu kadastro tutanaklarının 25.04.2008 tarihinde askı yolu ile ilan edildiğini; ... ilçesi, ... köyü 16 parsel sayılı taşınmazın 50.750,00 m2 olarak davalılar adına tespit edildiğini; davaya konu olan ve davalı adına tespit gören parselin eskiden beri Devlet ormanı olup ve halen de ... niteliği bulunan ve ... bütünlüğünü teşkil eden yerlerden olduğunu belirterek 16 sayılı parselin ... vasfı ile ... adına tespit ve tescilini talep ve dava etmiş; ... davaya müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, arazi kadastrosundan sonra yapılan ... kadastrosunun mükerrer kadastro olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile asli müdahil ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tapulama çalışması 1954 yılında yapılmış, 6831 sayılı Kanuna göre yapılan ... kadastrosu ve 2/B uygulamaları 25.04.2008 tarihinde altı aylık ilana çıkarılmıştır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; ... kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları kanun, hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemez. 3402 sayılı Kanunun 22. maddenin beşinci fıkrasında “Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır” hükmü bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun yürürlüğü tarihinden önce genel kadastrosu yapılan yerlerde, tahditleri yapılmayan ormanlarda ve yine bu Kanunun yürürlüğünden sonra aynı Kanunun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma sonucu tescili yapılan ormanlarda ne gibi işlem yapılacağı konusunda Kadastro Kanununda hüküm bulunmadığından, bu tür ormanlar hakkında özel Kanun olan 6831 sayılı ... Kanununun uygulanması gerekir. Anılan Kanunun 22.05.1987
tarih ve 3373 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde “Devlet ormanlarının, hükmü şahsiyete haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, ... kadastrosu ve ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti, ... kadastro komisyonları tarafından yapılır” hükmü bulunmakta olup, kanun maddesinde daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan taşınmaz ayrımının yapılmadığı görülmektedir. 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 3373 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra bu kanun hükümlerine göre çıkarılan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı ... Kanununa göre ... kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulaması hakkındaki yönetmeliğin kapsamı başlıklı 2.; ... Kadastro Komisyonlarının Görevi başlıklı 8. maddelerinde hangi taşınmazların ... kadastrosunun yapılacağının gösterildiği, tapu ve kadastro dairelerinden istenecek bilgi ve belgeler başlıklı 18. maddesinde “... kadastrosu yapılacak yerlerin daha önce tapulaması yapılmış ise kadastro pafta örnekleri ile tapu kayıt örneklerinin tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden getirileceği”, Devlet Ormanları Olarak Sınırlandırılacak Yerler başlıklı 23. maddesinde tapulu tapusuz ya da daha önce arazi kadastrosu yapılan yer ayrımı yapılmaksızın 6831 sayılı Kanunda tanımı yapılan yerlerin ve 4785 sayılı Kanun gereğince devletleştirilmiş veya devletleştirmeye tabi ormanlar ile Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunan yerlerin ... kadastrosunun yapılacağı ve aynı yönetmeliğin ... Olarak Sınırlandırılan Tapulu Yerlerin ... İşletme Müdürlüğüne Bildirilmesi başlıklı 29. maddesinde “... Kadastro Komisyonlarının, ... olarak sınırlandırılan tapulu yerleri, harita, liste ve tutanaklarını ... işletme müdürlüklerine göndereceği ve müdürlük tarafından kesinleşmiş ... sınırları içinde kalan hukuken geçersiz hale gelmiş tapuların kısmen veya tamamen iptali için gerekli işlemlerin yapılacağı” ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile yine 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi ile daha önce ... kadastrosu yapılan ancak herhangi bir nedenle ... sınırı dışında bırakılan ormanların dahi ... kadastrosunun yapılabileceği" öngörülmüştür. Böylece daha önce ... kadastrosu yapılan yerlerde dahi ... kadastrosu yapılmasının ikinci kadastro olmayacağı kanun ile de hüküm altına alınmıştır. 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 02.09.1986 tarihli Yönetmeliği Yürürlükten Kaldıran ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2, 10, 21, 26, 27 ve 32. madde hükümleri de birlikte değerlendiğinde, daha önce genel arazi kadastrosu yapılan yerlerde, sonradan ... kadastrosunun yapılmasının yasal olduğu, dayanılan kanun kuralları ve hukuki sonuçları farklı olduğundan ... ve arazi kadastrosunun birbirine karşı ikinci kadastro olmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. 3116 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.06.1937 ve 6831 sayılı ... Kanununun yürürlüğe girdiği 08.09.1956 tarihlerinden bu yana ... Genel Müdürlüğünün uygulamaları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca, somut olayda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 25.04.2008 tarihinde ilan edilen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının 1954 yılında yapılan tapulama çalışmasına karşı ikinci kadastro kabul edilemeyeceğinden işin esasına girilerek yöntemine uygun şekilde ... araştırması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ile asli müdahil ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/04/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.