10. Ceza Dairesi 2018/3632 E. , 2018/5724 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 19/06/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan sanık ...’nın, mahkûmiyetine dair İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/10/2013 tarihli ve 2013/33 esas, 2013/374 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 29/06/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Sanığın 07/11/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı, diğer sanık ... ’nın parada sahtecilik suçu ile birlikte 16/01/2013 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılama sonucunda İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/10/2013 tarihli ve 2013/33 esas, 2013/374 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Suç tarihinden önce 19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, mahkemenin bu hususları tartışarak sanığın hukukî durumunu tayin ve takdir etmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/10/2013 tarihli ve 2013/33 esas, 2013/374 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi uyarınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği, ancak belirtilen bu üç seçenekten biri uygulanırken, mahkemenin takdiri ile delillerin değerlendirilmesi sonucu oluşan kanaatine ilişkin hususlar kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna konu olamayacağından ve kanun yararına bozma yolunda ancak hüküm tarihinde yürürlükte olan yasaya aykırılıklar inceleme konusu olabileceği cihetle, karar tarihi itibari ile inceleme yapıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte, hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası hükümlü lehine hükümler içermekte olup, hükümlünün bu yönde mahkemeye verdiği dilekçeler de dikkate alınarak, TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca uyarlama yapılması gerektiği,
Bu kapsamda, hükümlünün kanun yararına bozma talebine konu olan suçu, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Hükümlü bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Hükümlü bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesi gerektiğinden, bu yönde uyarlama yapılması mümkün görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/10/2013 tarihli ve 2013/33 esas, 2013/374 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 12.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.