11. Ceza Dairesi 2017/1896 E. , 2017/3132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yokluğunda verilen hükmün sanığın duruşmada bildirdiği adres yerine doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği anlaşılmakla yapılan tebligat usülsüz olup sanık müdafiinin temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sanığın atılı suça konu olan faturaları 2008 yılı Mayıs ayına ait KDV beyannamesinde kullanması nedeniyle, gerekçeli karar başlığına suç tarihinin 25.05.2008 olarak yazılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sahte fatura kullanma suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya içine faturaların aslı ya da onaylı örneklerinin bulunmadığı görülmekle; suça konu faturaların araştırılıp incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmemesi,
3- İsnat olunan suça konu olan faturaların unsurlarının tamam olmasının tespiti halinde; sanığın ortağı ve müdürü olduğu Üntaş şirketinin, 2008 yılında kullandığı faturaların sahte olduğu iddiası ile açılan davada sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirket yetkilileri hakkında vergi incelemeleri yapılmış olduğunun anlaşılması karşısında;bu mükellefler hakkında sahte fatura düzenleme suçundan dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak gerektiğinde faturaları düzenleyen şirket ile sanığa ait ticari defter ve belgeler üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,4-Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK"nın 43 maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanığın 2008 takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullanma iddiası karşısında hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması ,
b) Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptaline ilişkin 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı gereğince, belirtilen maddenin uygulanmasının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.