19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1738 Karar No: 2016/10944 Karar Tarihi: 17.06.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1738 Esas 2016/10944 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/1738 E. , 2016/10944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan başka kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle 06.07.2009 tarihinden sonra mal alımının durduğu ve böylece taraflar arasındaki ilişkinin fiilen son bulduğunun anlaşılmasına göre bu tarihten sonraki dönem için yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava dilekçesinde 03.10.2007 ila 03.10.2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin cezai şart talebinde bulunulmuştur. Birinci yıl olan 03.10.2007 - 03.10.2008 tarihleri arasında davalı tarafça asgari alım taahhüdüne uyulmamış ise de davacı tarafça ikinci dönemin başladığı tarih olan 04.10.2008 tarihinden sonra ihtirazi kayıt konulmadan mal verilmeye devam edilmiş olduğundan artık ilk yıla ilişkin cezai şart istenemeyeceğinin kabulü gerektiğinden yerel mahkemenin birinci yıla ilişkin talebi reddetmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki davalı ikinci yılda da asgari alım taahhüdüne uymamış ve en son mal alımı 06.07.2009 tarihinde gerçekleşmiştir. Başka bir anlatımla, bu tarihten sonra davacının davalıya mal vermesi söz konusu olmadığına göre sözleşmeyi 18.06.2012 tarihinde noter ihtarı ile fesheden davacı ikinci yıl bakımından asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle cezai şart talep etmekte haklıdır. Mahkemece hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararının değerlendirilmesinde ve yorumunda hataya düşülerek ikinci yıla yönelik cezai şart talebinin de reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.