11. Ceza Dairesi 2020/3344 E. , 2021/1765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet
Hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun"un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nin 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nin 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması nedeniyle; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13.10.2015 tarihli 2015/11-120 Esas ve 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olunduğu gibi Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli kararma göre de bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının, ihlali niteliğinde bulunması karşısında, sanık ...’ün 18/03/2020 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Sanıkların Alibeyköy Polis Merkezinde görevli polis memuru oldukları, başka bir şikayet nedeni ile 18/11/2011 tarihinde katılanın telefonla aranarak 19/11/2011 tarihinde ifade vermesi için karakola gelmesinin istendiği, daha sonra tekrar aranarak aynı gün gelmesinin söylendiği, katılanın aynı gün ifade vermek için karakola gittiği ancak ifadesinin alınmadığı ertesi gün saat 19.00’da tekrar gelmesinin istendiği, belirtilen saatte tekrar karakola gittiğinde yapılan GBT sorgulamasında, başka suçtan aranmasının olduğu belirtilerek nezarethaneye alındığı ve ertesi gün para cezasını ödeyerek serbest kaldığı, 19/11/2011 tarihli suça konu tutanakta; katılanın ring görevi yapılırken durumundan şüphelenilmesi üzerine yapılan GBT sorgusu neticesinde arandığının tespit edildiğinin yazıldığı, oysa katılanın yapılan davet üzerine karakola gitmesi neticesinde aramasının olduğu belirtilerek nezarethaneye alındığı, Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 08/02/2012 tarih ve 2097 sayılı yazısından katılan hakkında GBT sorgusunun yapılmadığının belirtildiği, Alibeyköy Şehit Atıf Ödül Polis Merkezi Amirliğinin 20/11/2011 tarih ve B.05.1.EG.4.34.50.22.04.2011/DS-12 sayılı yazısıyla da, katılanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı’na mevcutlu olarak görevli memura teslimen gönderildiğinin anlaşıldığı, gözaltına alındığında yakalandığına dair tutanağın katılan tarafından içeriğinin doğru olmaması nedeniyle imzalanmadığı, ancak sonrasında imzasının taklit edilerek tutanağın imzalandığı şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkların sahtecilik kastıyla hareket etmedikleri ancak görevlerinin gereklerine aykırı bir tutanak düzenledikleri ve söz konusu eylemlerin 5237 sayılı TCK"nin 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, bu suçun oluşması için; kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesinden, kişilerin mağdur olması veya kamunun zarar görmesi ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması gerektiği, mağduriyet kavramının sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireyin sosyal, siyasi, medeni her türlü haklarının ihlali sonucunu doğuran davranışları ifade ettiği, somut olayda yakalama tutanağının gerçeğe aykırı düzenlenip imzalanması neticesinde nezarethaneye alınan ve ertesi gün Cumuhuriyet savcılığı’na sevkedilen katılanın mağdur edildiğinin anlaşılması karşısında; görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar, katılan ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.