13. Hukuk Dairesi 2016/18899 E. , 2019/2956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı banka, davalı ve dava dışı ... ile arasındaki 23.03.2012 tarihli tüketici kredisi sözleşmesindeki borcun, borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine borçlu ve kefillere 08.11.2013 tarihli muacceliyet ihtarnamesi keşide edildiğini, buna rağmen ... borcunun müteselsil borçlu ve kefilleri tarafından ödenmediğinden temerrüde düştüklerini, borçlu ..."in vefat ettiğini, muacceliyet ihtarnamesinde de anlaşılacağı üzere müteveffa ..."in mirasçıları olan ...-...... ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalı ... hakkında hesap kat ihtarnamesinin tebliğinden sonra borçlu ... mirasçılarının ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/389 E 2013/569 K sayılı kararı ile mirası reddettiklerinin anlaşılması üzerine müşterek borçlu müteselsil kefil olan davalı ... aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/3903 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere ilişkin olarak 14.596,72 TL meblağ üzerinden icra takibi yapıldığını ancak davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı 10.12.2013 tarihli itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/3903 esas sayılı dosyasında vaki takibin 14.550,95 TL üzerinden devamına, 14.550,95 TL"nin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Muris ... ile davacı banka arasında 23.03.2012 tarihinde tüketici kredisi sözleşmesi imzalanmış, davalı ... de söz konusu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Davacı banka, krediden kaynaklı borcun ödenmemesi ve hayat sigortası yapan şirket tarafından da murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle ödeme yapılmaması üzerine mirasçılar ve kefil hakkında icra takibi yapılmış, takibe itiraz üzerine bu dava açılmıştır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesi "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, ... veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü getirmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, adi yada müteselsil kefil ayrımı yapılmamıştır ve resen gözetilir. Bu hükümle yasa koyucu alacaklının asıl borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını amaçlamıştır. Alacaklı asıl borçluya başvurup, alacağını tahsil edemediği takdirde kefile başvurup alacağının tahsilini isteyebilecektir. Davacı banka, asıl borçlu olan mirasçılar ve kefil hakkında takip başlattıklarını beyan ettikleri kefil hakkında birlikte takibe geçmiştir. Mahkemece, 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı İBK"na göre ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi asıl borçlunun mirasçıları mirası reddettiğinden davacının kefile başvurmadan önce mirasçılara yönelikde takip yapması beklenemeyeceği gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. MK 612/1 maddesimde ‘‘En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras,sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.’’ denmektedir. Mirasçılar veya alacaklılar bu tasfiyenin yapılmasını talep edebilirler. Bu durumda, asıl borçlu ile ilgili tüm yollar denenmeden kefile gidilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.