19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5237 Karar No: 2019/1306 Karar Tarihi: 04.03.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5237 Esas 2019/1306 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının emekli maaşına haciz konulması üzerine yapılan ihtiyati haciz kaldırma davasının kabul edilmesi sonucunda tahsil edilen para bizzat davacının borcu olup, İİK 72/7 maddesi gereği istirdatına karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf, borçlu hakkındaki takip henüz kesinleşmeden önce ihtiyati haciz sırasındaki muvafakatın geçersiz olduğunu, davacının borca herhangi bir itirazının olmadığı ve icra takip dosyasının derdest olduğunu savunmuştur. Ancak mahkeme, takip kesinleşmeden önceki ödeme tutarı geri isteme hakkının bulunduğunu belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Kanun maddeleri ise 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi olarak belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2017/5237 E. , 2019/1306 K.
"İçtihat Metni"
19. HUKUK DAİRESİ MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi kesinleşmeden davalının aldığı ihtiyati haciz kararına istinaden yapılan haciz sırasında, haciz korkusu ile emekli maaşına haciz konulmasına muvafakat veren davacının bu haczin kaldırılması için icra mahkemesinde açtığı davanın kabûlüne karar verildiğini belirterek davacının maaşından yapılan kesintilerin ödeme tarihinden itibaren kanunî faizi ile istirdatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu alacağın 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davasına konu edilemeyeceği, davacının maaşı üzerindeki haciz kaldırılmışsa da davacının borca herhangi bir itirazının olmadığı gibi menfi tespit davası da açmadığı, icra takip dosyasının derdest olduğu, davacı borçlunun borcunu ödemediği, ortada haksız bir takip olmadığı savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, borçlu hakkındaki takip kesinleşmeden önce borçlunun ihtiyati haciz sırasındaki muvafakatı geçersiz olduğundan maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği, takip kesinleşmeden verilen muvafakatın geçerli olmadığı, bu sebeple davacının takibin kesinleşmeden önceki ödeme tutarı geri isteme hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabûlüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davanın haczi caiz olmadığı hâlde haczedilen emekli maaşının tahsil edilen kısmının geri alınmasını amaçlayan bir alacak davası olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04/03/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, haciz üzerine ödenen paranın istirdadına ilişkindir. Somut vakıada uygulanacak İİK 72/7 maddesine göre davalıdan istirdat edilecek alacağın konusu “borçlu olunmayan paradır”. Oysa ki, davacıdan haciz yoluyla tahsil edilen paranın bizzat kendi borcu olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Nitekim davacı SGK mevzuatı gereği, yasal olmayan maaş haczini İcra mahkemesi aracılığıyla kaldırtmıştır. Ne var ki arada geçen süre zarfında tahsil edilen para bizzat kendi borcu olup İİK 72/7 maddesi gereğince iadesine karar verilmesi hukuken mümkün değildir. Açıklanan bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, onama şeklinde tezahür eder sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.