10. Ceza Dairesi 2018/2742 E. , 2018/5717 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 09/05/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, hüküm tesis edilmesine yer olmadığına ilişkin Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarihli ve 2017/398 esas, 2017/716 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 16/05/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 26/09/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda 18/12/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 28/02/2017 tarihli yazısına istinaden şüphelinin yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Ancak daha sonra, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 17/03/2017 tarihli yazısı ile şüphelinin denetimli serbestlik tedbirini tamamladığı, 28/02/2017 tarihli yazının sehven yazıldığının bildirildiği,
4- Bunun üzerine, yargılamayı yapan Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarihli ve 2017/398 esas, 2017/716 sayılı kararı ile “sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin tamamen yerine getirilmesine/infaz edilmesine rağmen, kaydın sehven ihlal nedeniyle kapatıldığının belirtilmesi karşısında, sanık hakkında kamu davası açılamayacağı, sehven açılmış olması nedeniyle de bir hüküm tesis edilemeyeceği” şeklindeki gerekçeye dayanılarak kovuşturma şartı bulunmadığından bahisle “hüküm tesis edilmesine yasal olarak yer ve imkan bulunmadığına” ve “kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve sanığın 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair kararına kaldığı yerden devamına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince kamu davası açılmadan önce denetim yükümlülüklerinin tamamen yerine getirilmiş olması karşısında kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinden bahisle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarihli ve 2017/398 esas, 2017/716 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bendlerinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, halinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Buna göre, TCK"nın 191. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu bakımından kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine karar verildikten sonra, kamu davası açılabilmesi için yasadan kaynaklı üç adet kovuşturma şartı bulunmakta olup, birincisi, 5 yıllık erteleme süresi zarfında asgari 1 yıl süre ile uygulanan denetimli serbestlik ve/veya tedavi tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme, ikincisi, 5 yıllık erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma, üçüncüsü de 5 yıllık erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma şartı olup, bu üç şarttan biri gerçekleştiğinde kamu davası açılacak, bununla birlikte bu üç şarttan biri gerçekleşmeden kamu davası açılarak yargılamaya başlanmış ise, gerçekleşmesi muhtemel olan kovuşturma şartının gerçekleşmesi beklenmek üzere kamu davasının durmasına karar verilecek, ancak 5 yıllık erteleme süresi dolmuş ise artık bu üç şarttan hiçbirinin gerçekleşme ihtimali kalmadığından o zaman kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Somut olayda, sanığın 5 yıllık erteleme süresi zarfında 1 yıl süre ile uygulanmasına karar verilen denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı, bununla birlikte Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sehven uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine, TCK’nın 191/4. fıkrası uyarınca yargılama şartı bulunmadığı halde kamu davası açıldığı, daha sonra bu durumun mahkemece fark edilmesi üzerine yargılama şartı yokluğu nedeni ile “hüküm tesis edilmesine yasal olarak yer ve imkan bulunmadığına” karar verildiği, ancak esasen bu durumda mahkemece verilmesi kararın “durma” kararı olduğu, zira henüz 191. maddenin 4. fıkrasında 3 bent halinde sayılmış olan yargılama şartlarından hiçbiri gerçekleşmeden dava açılmış olduğu, bununla birlikte her ne kadar sanık 5 yıllık erteleme süresi zarfında 1 yıl süre ile uygulanmasına karar verilen denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmış ve 4. fıkranın (a) bendinde yer alan “ısrar” şartının gerçekleşme ihtimali kalmamış ise de, henüz bu aşamada 5 yıllık erteleme süresi bitmemiş olduğundan, anılan fıkranın (b) ve (c) bentlerinde yer alan “Erteleme süresi zarfında,.. Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” koşullarının halen gerçekleşme ihtimali bulunduğu,
Bu nedenle, somut olayda henüz 5 yıllık erteleme süresinin tamamı 191. maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülüklere uygun davranılarak geçirilmeden, yalnızca 1 yıllık denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan sanık hakkındaki kamu davasının, “kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği”nden bahisle düşürülmesi gerektiği düşüncesine dayanan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiş ise de, kanun yararına bozma talebinin sonucu bakımından yapılan inceleme de,
Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince gerçekleşmesi muhtemel olan yargılama şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 223. maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “hüküm tesis edilmesine yasal olarak yer ve imkan bulunmadığına” dair karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu, bununla birlikte mahkemece “kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kaldığı yerden devamına” karar verilmiş olması karşısında, mahkemece verilen kararın esasen “durma kararı” niteliğinde olduğu ve bu şekildeki bir yasaya aykırılığın 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin kıyasen uygulanması ile Dairemizce düzeltilmesinin mümkün olduğu değerlendirilerek kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; hüküm tesis edilmesine yasal olarak yer ve imkan bulunmadığına ilişkin Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarihli ve 2017/398 esas, 2017/716 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan “kamu davası ile ilgili bir hüküm tesis edilmesine yasal olarak yer ve imkan bulunmadığına” şeklindeki ibarenin ÇIKARILMASINA, çıkarılan bu ibarenin yerine “kamu davasının durmasına” ibaresinin YAZILMASINA, hükmün gereklerinin bu şekilde yerine getirilmesine, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 12.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.