10. Ceza Dairesi 2018/2732 E. , 2018/5715 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 08/05/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarihli ve 2016/1393 esas, 2017/345 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15/05/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 28/09/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği,
2- Şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, bu davetiyenin şüphelinin soruşturma aşamasında bildirdiği bilinen son adresi ve aynı zamanda mernis adresi olan adreste tebliğ edildiği,
3- Şüphelinin 04/04/2016 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edilerek tedavisi için sağlık kuruluşuna sevk edildiği ve tedavisinin bitiminden itibaren 10 gün içinde tekrar kuruma müracaat etmesi gerektiğinin de ihtar edildiği,
4- Ancak 20/05/2016 tarihinde tedavisi tamamlanmasına rağmen şüphelinin 10 gün geçtikten sonra 24/06/2016 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği, burada denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklerinin ve görüşme tarihlerinin kendisine tebliğ edildiği, ayrıca tedavisi tamamlandıktan sonra kendisine bildirilen süre içinde müracaat etmeyerek yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeni ile “ikinci bir ihlal durumunda ısrar şartının gerçekleşmiş kabul edilerek dosyasının kapatılacağı” uyarısını içeren uyarı müzekkeresinin bizzat kendisine elden tebliğ edildiği, 13/07/2016 tarihinde de posta yolu ile yine bizzat kendisine tebliğ edildiği,
5- Bu uyarıya rağmen şüphelinin 15/07/2016 ve 05/08/2016 tarihlerinde bireysel görüşmelerine gelmemesi üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...kendisine yüklenen yükümlülüklere ... uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
6- Yapılan yargılama sonucunda Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarihli ve 2016/1393 esas, 2017/345 sayılı kararı ile "sanığa denetimli serbestlik sırasında bir kez tebligat gönderildiği, ... ısrar etmiş sayılabilmesi için ikinci kez tebligat yapılması gerektiği" gerekçesiyle, “hüküm kurulmasına yer olmadığına” ve “Denetimli serbestlik dosyasının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine” karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bulundurmak suçundan başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, Cumhuriyet savcısının, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracağı, kişinin, erteleme süresi zarfında, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde hakkında kamu davası açılacağının hükme bağlandığı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için, şüphelinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği dikkate alındığında; somut olayda, hükümlüye denetimli serbestlik kararının yerine getirilmesi için 10 gün içerisinde başvurması konusunda Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 10/02/2016 tarihli ve 2016/556 DS sayılı yazısının mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, hükümlünün süresinde müracaat etmemesi üzerine aynı şekilde 10 gün içinde başvurması gerektiği ve bu defa başvurmadığı takdirde ertelenmiş bulunan kamu davasının açılacağına dair anılan Müdürlüğün 14/03/2016 tarihli ve 2016/556 DS sayılı yazısının da 21/03/2016 tarihinde şüphelinin mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve böylece 2 kez tebliğ şartının, dolayısı ile ısrar şartının esasen bu aşamada gerçekleştiği, ancak bu duruma rağmen Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu"nun 16/06/2016 tarihli ve 2016/556 DS sayılı kararı ile yükümlünün uyarılmasına karar verildiği ve bu kararın da 13/07/2016 tarihinde bizzat muhatabın kendisine tebliğ edildiği, bu duruma karşın şüphelinin halen yükümlülüklerine uymaması üzerine de anılan Komisyonun 21/07/2016 tarihli ve 2016/556 DS sayılı kararı ile denetimli serbestlik dosyasının kapatılmasına karar verilerek, kararın 05/08/2016 tarihinde şüpheli ile aynı konutta kalan yeğenine tebliğ edildiği ve şikayet edilmeksizin kesinleştiği ve açıklandığı üzere sanığın yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gözetilmeksizin, mahkumiyeti yerine yazılı şekilde hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarihli ve 2016/1393 esas, 2017/345 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, şüphelinin 04/04/2016 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği,
Bu şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, ... kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda öncelikle hakkında tedavi tedbirinin uygulanacağının ve sevk edildiği hastanenin tedavi programına uyması, tedavisi bittikten sonra da 10 gün içinde tekrar kuruma müracaat etmesi gerektiğinin bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükce yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen şüphelinin 20/05/2016 tarihinde tedavisinin bitimini müteakip 10 gün geçtikten sonra 24/06/2016 tarihinde kuruma geç müracaat ederek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarılmasına karar verildiği ve “ikinci bir ihlal durumunda ısrar şartının gerçekleşmiş kabul edilerek dosyasının kapatılacağı” uyarısını içeren uyarı müzekkeresinin bizzat kendisine elden tebliğ edildiği, 13/07/2016 tarihinde de posta yolu ile yine bizzat kendisine tebliğ edildiği,
Bu uyarıya rağmen şüphelinin 15/07/2016 ve 05/08/2016 tarihlerinde bireysel görüşmelerine gelmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, CMK"nın 223. maddesinde hüküm ve karar türleri arasında sayılmayan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarihli ve 2016/1393 esas, 2017/345 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 12.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.