Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4634
Karar No: 2019/11278
Karar Tarihi: 28.11.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4634 Esas 2019/11278 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4634 E.  ,  2019/11278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davacıların miras bırakanının davalı sigorta şirketinin acentesi Türkiye İş Bankasından 2005 yılında konut ve 2008 yılında ihtiyaç kredisi kullandığını, bu krediler kullandırılırken kendisine iki ayrı hayat sigortası yaptırıldığını, davacıların murisinin 24/10/2009 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine müracaata rağmen hayat sigortası bedellerinin ödenmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile her iki poliçeden dolayı davacılara vefat tazminatı olarak 24.000,00 TL"nin ölüm tarihi olan 21/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; 34.055,00 TL"nin 24.000,00 TL için 21/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile; ıslahla arttırılan 10.055,00 TL için ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozma sonrası ikinci kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/12/2015 tarih 2015/14741 esas, 2015/14967 karar sayılı kararında; davalının müteveffanın doğru beyan yükümlülüğüne uymadığı savunması, bozma ilamında belirtilen yasal düzenlemeler dikkate alınarak sigortalının sağlık durumunu kasıtlı olarak gizleyip gizlemediğinin tartışılması ve kasıtlı olarak sağlık durumunu poliçe açısından davanın reddine karar verilmesi, kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemediği hususu konusunda bilirkişi raporu ve eldeki verilere göre kanaat oluşması halinde ise, sigorta hukuku uzmanı da olan yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınarak, davalının her bir poliçede gösterilen teminatları ödeyip ödemediği buna göre, TTK 1290 maddesi gereğince proporsyon hesabı yapılması gerekip gerekmediği, her bir poliçe açısından temerrüdün hangi tarihlerde gerçekleşeceğinin tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bir sigorta hukukçusu ve iki mali müşavirden oluşan bilirkişi kurulundan 01/03/2017 tarihli rapor alınmış, raporda bilirkişiler tarafından murisin 15/02/2008 tarihinde teşhis edilen hastalığı ile ölümüne sebebiyet veren durum arasındaki bağlantının tıbbi tanımını yapmalarının mümkün olmadığını belirterek ikili değerlendirme yapılmış ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Hükme esas alınan rapor Dairemizin bozma ilamına uygun olmadığından hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Bu durumda mahkemece; davacılar murisinde poliçe tanziminden önce mevcut olan koroner arter hastalığı konusunda uzman doktor bilirkişiden sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunduğu ve sigortacıya bildirilmediği iddia olunan hastalık ile ölüm rizikosu arasında illiyet olup olmadığı konusunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, hükmüne uyulan önceki bozma ilamı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    2- Kabule göre bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususu, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas-2016/1 Karar sayılı kararı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E.-1948/3 K. sayılı YİBK"nın değiştirilmesine gerek olmadığına," karar verilmiştir.
    Davacılar dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalıdan 24.000,00 TL talep etmiş, ilk bozma ilamı sonrasında 20/02/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 34.055,00 TL"ye çıkartmışlardır. Davalı vekili süresi içerisinde ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş, hükmün gerekçesinde de bu hususa değinilmemiş ve davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
    TTK 1268(Yeni TTK 1420) maddesi hükmüne göre; “Sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebeler 2 yılda müruuzamana uğrar.” Aynı kanunun 1332. maddesinin son fıkrasına göre, "Sigortalı veya sigortadan faydalanan kimse, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren beş gün içinde durumu sigortacıya bildirmeye mecburdur. Sigorta bedeli, bu beş günlük müddetin geçtiği tarihte muaccel olur."
    Bu durumda kabule göre de ıslah tarihi itibari ile 6762 sayılı TTK’nın 1268. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğu gibi, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından ıslah edilen miktar yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
    3-Kabule göre;
    a) Davacıların murisinin kullanmış olduğu konut ve ihtiyaç kredileri nedeniyle iki ayrı hayat sigortası poliçesi düzenlenerek, yıllara göre azalan teminat limitleri ile sigortalanmıştır. Sigortalı Nuri Bişmiş"in vefat tarihi 24/10/2009 olup, dava konusu poliçelerin sigortalının vefat tarihi itibariyle teminat miktarları; 5308534 numaralı poliçe için 11.555,25 TL, 5272051 numaralı poliçe için 17.000,00 TL olup davalı 5308534 numaralı poliçe nedeniyle 10.803,81 TL ödeme yapmış olup mahkemece teminat miktarları değerlendirilmeden limiti aşar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    b) Davalı sigorta şirketi murisin hayat sigortacısı olup, Hayat Sigortaları Genel Şartlarının B maddesi uyarınca sigortalının vefatı halinde hak sahipleri tarafından ölüm ile ilgili bütün bilgi ve belgelerin sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih belirlenerek faize hükmedilmesi gerekirken, murisin vefat tarihinden önceki bir tarih olan 21/10/2009 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    4- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1), (2), (3-a,b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi