14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5183 Karar No: 2017/6996 Karar Tarihi: 28.09.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5183 Esas 2017/6996 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/5183 E. , 2017/6996 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 03.05.2013 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Davanın reddine dair verilen 07.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı şirket lehine dava konusu 27 ada 4 parsel ve 27 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kayıtlarında yer alan irtifak hakkının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı temsilcisi, Hazine adına kayıtlı 27 ada 4 ve 27 ada 6 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları üzerinde davalı şirket lehine irtifak hakkı bulunduğunu,... Ticaret ve Sanayi Odasının 05.06.2012 tarihli ve 4/182 sayılı yazısı ile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, söz konusu irtifak hakkının taşınmaz kayıtlarından kaldırılmasını istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir. Mahkeme, davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermediği, halen ticaret sicilinde kaydının bulunduğu, tescilli adresinin ... olduğunun anlaşıldığı ve şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden bahisle irtifak hakkının terkininin istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davalı,... Anonim şirketidir. Öncelikle Türk Ticaret Kanununun 529 vd. maddeleri gereğince anonim şirketin, tüzel kişiliğinin sona erip ermediğinin tespit edilmesi gerekir. Şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğinin tespiti halinde tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin tamamlanması, anonim şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin belirlenmesi üzerine ise tasfiyeyi yapan organ veya memurlara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.