Esas No: 2021/4164
Karar No: 2022/2358
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4164 Esas 2022/2358 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4164 E. , 2022/2358 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASİL VE BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28/11/2008 gününde verilen dilekçe ile asıl ve birleşen dava, müdahalenin meni, ecrimisil, kal ve eski hale iade istenmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davada; ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesine, birleşen davada; elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kabulüne dair verilen 08/10/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Davacı vekili tarafından açılan elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve kal'e ilişkin davada bozma sonrası mahkemece verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle heyetçe yapılan değerlendirme sonunda, sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararına karşı muhalefet görüşümüz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
1.Mevcut davada mahkemece verilen 02/04/2013 tarihli ilk kararın, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 10/03/2014 tarih ve 2013/18774 E., 2014/5156 K. sayılı ilamı ile bozulması sonrası, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
2.Buna göre "elatmanın önlenmesi isteği bakımından 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince, Kadastro Mahkemesine devir kararı verilmesi ve kadastro mahkemesindeki davanın bekletici mesele (mesele-i müstehire) sorun kabul edilmesi" şeklindeki bozma gereğince, mahkemece tefrik kararı verilmiştir.
3.Kadastro mahkemesi tetrik kararının kendisine ulaşması sonrası, dosyayı 2014/24 Esasına kaydetmiş ve yapılan yargılama sonucu 16/06/2015 tarihinde hüküm vermiş, yapılan temyiz sonrasında Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 04/12/2017 tarihinde hükmü onamış olup, neticeten iş bu karar 19/01/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
4. Kadastro mahkemesince sonradan yapılan tespit gereğince ...,... Köyünde ... 119 ada, 24 parselin ...adına tesciline karar verilmiştir. Aynı zamanda Fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda (A), (B). (C), (D) harfi ile gösterilen elektrik direği, trafo, kabin ve TV vericisinin TRT'ye ait olduğunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine de karar verildiği açıktır.
5. Öncelikle mevcut davamız tefrik sonrası, sadece kal ve ecrimisil yönünden devam etmekle, mahkemenin önünde meni müdahale yönünden görebileceği bir dava bulunmamaktadır.
HMK. 24 maddesinde, "Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz" şeklinde formule edilen tasarruf ilkesi düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkeme önünde "meni müdahale" isimli bir dava bulunmadığı halde, hakim belirtilen ilkeye aykırı davranmış olmakla, öncelikle hükmün bu yönden bozulması gerektiği kanaatindeyim.
6. Esas yönünden yapılan değerlendirmede ise, kadastro mahkemesinin hükme bağladığı kararın tam olarak incelenmediği, beyanlar hanesindeki şerhin de dikkate alınmadığı, kararın bu yönden de eksik ve hatalı olduğu açıktır.
Şöyle ki beyanlar hanesindeki şerh burada bulundukça davacının "kal" ve "ecrimisil" talep etme hakkının bulunmayacağı aşikar olup, bu yön tartışılmamıştır.
7. Ayrıca davalı kuruluş 2016 yılında protokol ile, (A) ve (B) harfi ile krokide gösterilen elektrik direği ve trofa panosunun dava dışı TEDAŞ kurumuna devredildiğini, üzerlerinde tasarruf etmediklerini açıklamalarına rağmen, bu konuda yeterince araştırılmamış ve eksik inceleme ile karar tesis edilmiştir.
8. Son olarak verici olarak kullanılan imalatların, konu itibariyle ilgisi bulunmayan GSM vericileri ile birlikte değerlendirilmesi hatalı olup, yapılan itirazlar sebebiyle eksik incelemeden dolayı, yeniden inceleme gerekirken bundan .... Nazar edilmeside önemli bir eksikliktir.
Yapılan bütün bu açıklamalar gereğince kamu düzeni, usul ve esas itibariyle hatalı bulunan ilk derece mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaati ile karşı oyumu açıklıyorum.
...