Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/29676
Karar No: 2016/1547
Karar Tarihi: 03.03.2016

Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/29676 Esas 2016/1547 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2013/29676 E.  ,  2016/1547 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Sanıklar hakkında yağma suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde;

Suç ceza müeyyidesi ile yasaklanan bir haksız fiildir. Ceza hukukunda hukuka aykırılık özellik, unsurlar, tiplik ve ceza müeyyidesidir.

Kanundan kaynaklanan herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmadığında failin yöneldiği amaç dikkate alınarak fiilin hukuka aykırılığı konusunda bir sonuca ulaşılabilir. Hukuka aykırılık salt biçime indirgenemez. İhlal olunan normun amacı asıldır.

Suç tipik bir hukuka aykırılıktır. Fiilin suç teşkil edip etmediği biçimsel kaynaklara bakılmakla saptanmakla beraber faili cezalandırmak için maddi gerçeğin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmak gerekir. Suç maddi ve manevi unsurları ile bir bütündür.

Kast kişinin belli bir amaca doğru davranışlarını yönlendirebilmektir. Özel kast manevi unsurdan bağımsız ele alınıp değerlendirilemez.

Kanunda yer alan bir kısım suçlar kanuni tanımında tek bir fiile yer verirken, bazılarında tek fiil değil birden çok fiilden söz edilebilmektedir.

Yağma, hırsızlık suçunun cebir, tehdit ve/veya şiddetle işlenen hali olup; 5237 sayılı TCK"nın 148. maddesinde suçun temel şekli tanımlanmıştır. 148. maddenin 1. fıkrasında mağdurun rızası cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun malı teslim etmesi veya malın alınmasına karşı koyamaması, TCK"nın 148. maddesinin 2. fıkrasında ise, cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya varolan bir senedi hükümsüz kılındığını açıklayan bir vesika vermeye, senet haline getirilecek bir kağıdı imzalamaya veya varolan senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halini saymıştır. Senedin bunu imzalayan için “borç doğurucu” veya mağdurun iktisadi değerlendirmeye elverişli olan bir hakkını kullanmamasına yol açan türden belge, borç doğurucu olması gerektiği belirtilmiştir.

Cebir, tehdit (şiddet) maldan faydalanan malik için değilse yani başka maksat için kullanılmışsa yağma suçu oluşmaz.

Şantaj suçu zaman zaman yağma ve diğer suçlar ile karıştırılır.

Şantaj suçu 5237 sayılı TCK"nın 107. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında “Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenip 08.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Yasa ile “Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.” şeklinde 1. fıkraya eklenmiştir.

5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin 1. fıkrasında “ Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir. TCK"nın 106. maddesinin 2. fıkrasında ise, (a) bendinde silahla, (b) bendinde kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, (c ) bendinde birden fazla kişi ile birlikte, (d) bendinde var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde nitelikli hallerine yer verilmiştir.

Tehdit ve şantaj suçundaki tehdit arasında bir ilişki düşünülse bile, şantaj suçunda tehdit edilen ile zarar verileceği bildirilen farklı olabilir. Ancak zarar verilecek kişinin mağdurun önem verdiği biri olmalı, tehdit yarar eldesine yönelik olmalı ve tehdit ile yarar arasında bağ bulunmalıdır. Mağdura belli bir hususu açıklayacağını bildirme ile yani açıklama tehdidi ile suç oluşur.

Açıklanacak bir belge olsa bile, bu belgenin objektif ölçüler çerçevesinde hukuki hükme haiz olması aranır, Şantajı yağmadan ayıran açıklama tehdididir. Sanık açıklayacağını, bunu istemiyorsa para veya çıkar sağlamasını mağdura bildirir.

Yağmada açıklama tehdidinde bulunmaz.

Açıklama tehdidinde konu, husus çok net ve belirli olmayabilir. Açıklama tehdidi ile suç tamamlanır. Kural olarak hareket ve neticeye bağlı suçtur. Ancak hareket bölünebilir halde teşebbüsten bahsedilir.

Bu bağlamda; şantaj suçu tehdit suçunun özel bir görünümü olup, anılan yasal koşullar varsa TCK 107. maddenin uygulanması gerekir.

Yukarıda açıklanan yasa normları çerçevesinde, somut olaya gelince;

1-Sanıklardan .. .."in internet üzerinden tanıştığı yakınanla olay günü yanında diğer sanık .. .. olduğu halde .."da buluşarak, yakınanın sanıkların aracına bindiği, sanıklardan .."un yakınanla, Sanık .. aracılığıyla çektirdiğini düşündüğü samimi içerikli resimlerin, sanıklar tarafından çevreye yayılacağı hususundaki tehditleri üzerine yakınandan bono imzalamasını istemeleri üzerine yakınanın kendini araçtan atarak bonoyu imzalamadan sanıklardan uzaklaştığı şeklinde gelişen olayda, sanıkların kendilerine maddi yarar sağlamak maksadıyla yakınanın şeref veya saygınlığına zarar vereceklerini düşündükleri nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunarak şantaj suçunu işledikleri gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

2-Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,

3-Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 03/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi