14. Hukuk Dairesi 2015/5071 E. , 2017/6982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalının 21 pafta 4073 parsel sayılı taşınmazda 4572 metrekareye tekabül eden 102/192 hissenin maliki olduğunu, tarla vasfındaki bu taşınmazın yol kenarındaki bölümünde yer alan kulübenin 1989 yılında ticari amaçlı olarak tapu maliklerinden ..."nin oğlu ... tarafından davacıya beş yıllığına kiralandığını, sonra bu kulübenin yerine büfe yapıldığını, büfenin iş yapması üzerine "ileride herhangi bir şekilde tapusunu veririz" denilmesi nedeniyle davacının bu yerde alt katı lokanta üst katı mesken olan iki katlı betonarme bir bina yapıldığını, inşaatın yapımı ve kullanımı süresince davalı ve diğer paydaşların bir itirazı olmadığını, binanın sürekli ve kalıcı biçimde yapıldığını, davacının iyiniyetli olduğunu, yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğu gibi yıkımın aşırı zarara yol açacağını belirterek, uygun bir bedel karşılığında taşınmazın yeterli bir kısmının veya davalıya ait 4572 metrekarenin tamamının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazda başka maliklerin de bulunduğunu, husumetin eksik yöneltildiğini, sözkonusu büfenin 1983 yılında ...ve ... tarafından yapılıp ... tarafından işletildiğini, davacının kira borcunu ödemediği gibi ... ve diğer maliklere danışmadan ve onaylarını almadan büfenin ön kısmını yıkarak inşaat yaptığını, taşınmaz 1989 yılında ... tarafından kiraya verilmişse de, diğer maliklerin onayının alınmadığını, davada taşkın inşaat durumunun sözkonusu olmadığını, davacının dava konusu taşınmaza komşu parseli olmadığı gibi bu taşınmaz üzerinde başkaca bir ayni hakkının da bulunmadığını, diğer malikler ve davalının tüm uyarılarına rağmen taşınmazdaki haksız işgaline devam ettiğini, kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarına göre, 4073 parsel, 8607,83 metrekare tarla niteliği ile davalı ve... ... ...ve ... mirasçıları adına hisseli olarak kayıtlı iken ifrazen kamulaştırma nedeni ile 4149 ve 4150 parsellere ayrılmış, 4149 parsel aynı malikler adına paylı olarak tescil edilmiştir. 30.01.2003 tarihinde 4149 parsel yenileme ile 294 ada 3 parsel sayılı 8090,47 metrekare miktarlı, tarla nitelikli taşınmaz olmuştur. Taşınmazın tapu kaydına göre davalı dışında çok sayıda paylı malikin bulunduğu görülmektedir.Türk Medeni Kanununun 688 ve devamı maddeleri uyarınca paylı mülkiyetin konusu fiili olarak bölünmemiş eşya ve müşterek mülkiyet ise aynı hukuki statüde bulunan birden çok kişinin belirli bir eşyaya aynı anda paylı malik oldukları bir topluluk mülkiyeti şeklidir.
Paydaşların eşya üzerinde sahip bulundukları hisse maddi olarak (fiilen) bölünmüş olmayan soyut bir hisse niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 724. Maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna göre verilecek karar tapuda malik olarak yer alan tüm paydaşların hukuki durumunu etkileyeceğinden davada yer almaları gereklidir. Yargılama sırasında diğer maliklerin davada yer almalarının sağlanması için davacıya süre verilmiş ise de, gereği yerine getirilmeden karar verilmiştir.Taşınmazda davalıdan başka paydaşlarda bulunduğuna göre, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.