Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/22136 Esas 2016/14893 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22136
Karar No: 2016/14893
Karar Tarihi: 08.12.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/22136 Esas 2016/14893 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan tazminatın ödenmesini istemiştir. Mahkeme isteğin kısmen kabulüne karar vermiş, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendikten sonra, kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak yeniden hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigortası Kanunu, Türk Borçlar Kanunu.
21. Hukuk Dairesi         2015/22136 E.  ,  2016/14893 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi





    Davacı, iş kazası sonuu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, iş kazasına uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, ... yaşam tablosuna göre bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgörmezlik ve karşılık kusur oranları, ... Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
    Dosyanın incelenmesinden; davacıya Kurum tarafından 09.10.2009 – 17.07.2010 tarih aralığında 271 gün karşılığı olarak 4.221,50 TL ödendiği, Mahkemece hükme esas alınan 19.06.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurul kararına göre davcının 09.10.2009 tarihinde geçirdiği yüksekten düşme olayına bağlı gelişen % 12,3 oranındaki maluliyet oranının sürekli olduğu, iyileşme süresinin 09.10.2009 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, 23.06.2015 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda kaza tarihinin 09.10.2009 olmasına rağmen daimi iş görmezlik tarihinin daha önceki bir tarih olan 09.02.2009 olarak belirtildiği ve hesaplanan dönemlerin de 09.02.2009 tarihinden başlatıldığı, bilirkişice hesap edilen dönemin geçici iş göremezlik dönemini de kapsadığı göz önünde bulundurulmadan bu dönemin Mahkemece yeniden hesap edilmesi suretiyle sonuca gidildiği, bu durumda hükme esas alınan hesap raporunun denetime elverişli olmadığı ve varılan sonucun isabetli olmadığı ortadadır.
    Yapılacak iş; hesap uzmanı bilirkişiden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ve yine yukarıda açıklanan yanlışlıklar giderilecek şekilde rapor alıp sonucuna göre dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de değerlendirilip kazanılmış haklar da gözönünde bulundurularak karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.