11. Hukuk Dairesi 2019/2181 E. , 2020/350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2016/311 E- 2017/465 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/02/2019 tarih ve 2018/787 E- 2019/188 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2015/01330 sayılı "ADI AYSEL" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı gerçek kişi tarafından 2015/04936 sayılı "AYSEL" ibareli markasına dayalı olarak söz konusu başvuruya yapılan itirazın kısmen kabul edilerek 43. sınıftaki bazı hizmetlerinin başvuru kapsamından çıkarıldığını, oysa bu markanın başvuru tarihinin, müvekkilinin marka başvurusu tarihinden sonra olduğunu, davalı gerçek kişinin yalnızca 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesine dayalı itiraz ettiğini, eskiye dayalı kullanımla ilgili olan aynı KHK"nın 8/3 maddesi kapsamında bu itirazın incelenmesinin şekli açıdan mümkün olmadığını, YİDK tarafından usul ve yasaya aykırı bir biçimde karar verildiğini, davalının eskiye dayalı kullanımı ispat amaçlı sunulan belgelerin, markanın geçmiş tarihlerde kullanıldığını ispat edecek yeterlilikte ve statüde olmadığını, itirazı yapan kişinin ... olduğunu ancak sunulan delillerin Glori Ajans LTD. ŞTİ. isimli bir şirkete ait bulunduğunu, Glori Ajans LTD. ŞTİ"ne ait belgelerde "AYSEL" ibaresinin ticaret unvanının yanında işyeri unvanı olarak geçmesinin tek başına markasal kullanımı ispat edemeyeceğini, "AYSEL" markasının bilinir bir marka olmadığını, müvekkili başvurusunun "ADI AYSEL" şeklinde olduğunu, davalı markasının ise tek başına "AYSEL" ibaresinden oluştuğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, başka bir müvekkiline ait 2008/62803 nolu "Ayseller" markasının 43. sınıfta 2008 yılından beri tescilli olduğunu, müvekkilinin annesinin adının "AYSEL" olduğunu, annesinin adını yaşatmak amacı ile söz konusu başvurunun yapıldığını ileri sürerek, YİDK"in 2016-M-5455 sayılı kararının iptaline, müvekkili başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.avalı ... vekili, Glori Ajans Ltd. Şti"nin tek ortağının müvekkili olduğunu, müvekkilinin 2013 yılından itibaren Çeşme Alaçatıda "AYSEL" ibaresini ticaret ve işyeri unvanı olarak kullandığını, bu ibare altında işletilen restorantın sahibi olduğunu, "AYSEL" markasının birçok insan tarafından tanındığını, işbu davanın davacısının bir veya iki yıl önce müvekkili ile iletişime geçtiğini, isim hakkı talebinde bulunduklarını, davacı yanın hakkının kendisine ait olduğunu iddia ettiği markanın müvekkili tarafından kullanıldığını ve müvekkili tarafından tanınır hale getirildiğini bildiğini, buna rağmen mevcut marka tescil başvurusunda bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesi anlamında öncelik hakkının olduğu, buna karşılık geçici konaklama hizmetlerinde öncelik hakkının olmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli bir başvuru olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK"in 2016-M-5455 sayılı kararının "geçici konaklama hizmetleri" yönünden iptaline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve temyiz edenin sıfatına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 14/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.