Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5226 Esas 2019/1304 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5226
Karar No: 2019/1304
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5226 Esas 2019/1304 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, menfi tespit davasıdır ve davacı, lehtarı olduğu senedi kendisini avukat olarak tanıtan davalı ...’a icra yoluyla tahsil ettirmesi için teslim etmiştir. Davacı, senedin hileyle icra takibine konulduğunu belirterek, kendisinin borçlu olmadığının tespit edilmesini ve davalılar aleyhine kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Davalı ... davacının hile gibi şahsi def’ileri kendisine karşı ileri süremeyeceği argümanı ile davanın reddini talep etmiş ve diğer davalı, senedin davacının kendisine olan borcundan dolayı temlik cirosu ile verildiği savunması ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, dava konusu senedin davacının borcu olmadığına dair tespit yapılarak davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmiştir. Ancak, delil durumuna göre davalının kendisine yapılan tebligata rağmen ticari defterlerini vermediğine dayanılarak davanın kabul edilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: Türk Ticaret Kanunu madde 784-808.
19. Hukuk Dairesi         2017/5226 E.  ,  2019/1304 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalılardan ... yönünden reddine, diğer davalı ... yönünden kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacının lehtarı olduğu senedi kendisini avukat olarak tanıtan davalı ...’a icra kanalıyla tahsil etmesi için teslim ettiğini, davalı ve ortağı olduğu kanaatinde olduğu kişilerin bu senedi davacıyı borçlu kılacak şekilde icraya koyarak hile ile icra takibine giriştiklerini, davacının kendisini sahtecilik yolu ile dolandırmak suretiyle hakkında icra takibi başlatanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, davacının dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., kendisinin iyiniyetli hamil olduğu, davacının hile gibi şahsi def’ileri kendisine karşı ileri süremeyeceği, senedi iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket ettiğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiği savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ..., davacının menfi tespit davasını icra takibinden sonra açtığı ve diğer davalı takip alacaklısı olduğu için davanın yalnız ona karşı açılabileceği, dolayısıyla davanın husûmetten reddi gerektiği, dava konusu senedin davacının kendisine olan borcundan dolayı temlik cirosu ile verildiği savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacı tarafından dolandırıcılık suçundan yapılan şikâyet üzerine yapılan tahkikat sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davalı ..."ın savcılık ifadesinde, “..dava konusu senedin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle kendisine davacı tarafından cirolandığı..” beyanı üzerine, davalıya ticari defter ve belgelerinin ibrazı için çıkarılan ihtaratlı davetiyenin tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, böylece senedin mal karşılığı kendisine verildiğine ilişkin iddiasını ispat yükü kendisine düşmesine rağmen davalının bu hususu yazılı delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın kabûlüne, diğer davalı ..."ın senette iyi niyetli üçüncü kişi vasfında olması ve senedin bedelsiz olduğunu bilerek aldığı hususu davacı tarafça ispatlanmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kambiyo senedinden dolayı menfi tespit davasıdır. Davacı lehtarı olduğu dava konusu bonoyu davalı ...’a ... ciro ile devretmiştir. Davacı bu senedi davalı tarafından tahsil edilmesi amacıyla ciro ederek verdiğini iddia etmiştir. Bu durumda ispat külfeti davacıya aittir. Ancak davacı bu iddiasını ispat edecek yeterli delil gösterememiştir. Mahkemece bu delil durumuna göre, davacının davalı ...’a yönelik davasının da reddi gerekirken davalının kendisine yapılan tebligata rağmen ticari defterlerini vermediğine dayanılarak davayı kabûl etmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.